26 Haziran 2011 Pazar

"Bir kez daha Vettel haberi"

Bir kez daha Vettel
http://www.yurthaberler.com/bir-kez-daha-vettel-1727h.htm

Bir kez daha Vettel

Formula 1'de sezonun sekizinci yarışı olan Avrupa Grand Prix'sini, Red Bull'un Alman pilotu Sebastian Vettel kazandı.

Formula 1 Dünya Şampiyonası'nda sezonun sekizinci yarışı olan Avrupa Grand Prix'sini, Red Bull'un Alman pilotu Sebastian Vettel kazandı.

Vettel, İspanya'daki 5 bin 419 metre uzunluğundaki Valencia Sokak Pisti'nde 57 tur üzerinden koşulan yarışı birinci sırada tamamladı ve bu sezonki altıncı galibiyetini elde etti.

Yarışta ikinciliği, Ferrari'nin İspanyol pilotu Fernando Alonso kazanırken, Red Bull'un Avustralyalı pilotu Mark Webber ise üçüncü sırada yer aldı.

"Erdoğan-Yaloon görüşmesi yalanlandı haberi"

Erdoğan-Yaloon görüşmesi yalanlandı
http://www.yurthaberler.com/erdogan-yaloon-gorusmesi-yalanlandi-1726h.htm

Erdoğan-Yaloon görüşmesi yalanlandı

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Selçuk Ünal, İsrail Başbakan Yardımcısı'nın Türkiye'ye gizlice gelerek görüşmeler yaptığı iddiasının asılsız olduğunu bildirdi.

Ünal bir soruya cevaben yaptığı yazılı açıklamada, uluslararası kamuoyunda bazı istihbarat kuruluşlarına yakınlığıyla bilindiği belirtilen bir internet sitesinde İsrail Başbakan Yardımcısı'nın Türkiye'ye gizlice gelerek Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve bazı Türk yetkililerle görüştüğünün iddia edildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:

"Söz konusu internet sitesinde yayımlanan haberin gerçekle hiçbir bağlantısı yoktur ve tamamen asılsızdır.

Kamuoyularını yönlendirme amacı taşıyan bu gibi haberlerin değerlendirilmesinde bölge ve uluslararası kamuoyunu dikkatli olmaya davet etmekteyiz."

"Adana Dağlıoğlu cehenneme çevrildi haberi"

Adana Dağlıoğlu cehenneme çevrildi
http://www.yurthaberler.com/adana-daglioglu-cehenneme-cevrildi-1725h.htm

Adana Dağlıoğlu cehenneme çevrildi

Adana'da izinsiz gösteri düzenleyen grup, polise taş ve havai fişek ile saldırdı. Polis gruba tazyikli su ve biber gazı ile müdahale etti.

lınan bilgiye göre, Dağlıoğlu Mahallesi Bahçelievler Caddesi'nde toplanan yüzleri maskeli bir grup, terör örgütü lehine slogan atıp, lastik ve koltuk yakarak yolu trafiğe kapattı.

Grup, izinsiz gösterilere karşı tedbir amacıyla mahalledeki sağlık ocağının yanında görev yapan Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğü ekiplerine taş ve havai fişek ile saldırdı.

Bunun üzerine polis ekipleri gruba, Toplumsal Olaylara Müdahale Aracı'ndan (TOMA) su ve biber gazı ile müdahale etti.

Müdahale sırasında caddenin gerisine doğru çekilen grup, polise çok sayıda havai fişek atarken, bir polis atılan taşın yüzüne isabet etmesi sonucu hafif şekilde yaralandı.

Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı mahallede gösteriler aralıklarla sürüyor.

"Çillerin malikanesini basan polis değilmiş haberi"

Çillerin malikanesini basan polis değilmiş
http://www.yurthaberler.com/cillerin-malikanesini-basan-polis-degilmis-1724h.htm

Çiller'in malikanesini basan polis değilmiş

Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, eski başbakanlardan Tansu Çiller'in Kuşadası'ndaki malikanesini basanın polis olmadığını açıkladı.

Aydın Valisi Hüseyin Avni Coş, eski başbakanlardan Tansu Çiller'in Kuşadası'ndaki malikanesinde bulunan şarap üretim tesisinde yapılan denetimin polisin değil, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumunun (TAPDK) denetimi olduğunu söyledi.

Vali Coş,yaptığı açıklamada, bugün bazı yazılı ve görsel basında yer alan denetimin, 10-11 gün önce gerçekleştiğini söyledi.

Mevcut çiftlik içerisinde izinli içki üretim tesisi bulunduğunu ifade eden Vali Coş, bu tesiste TAPDK yetkilileri tarafından denetim yapıldığını ifade ederek, şöyle konuştu:

''Bu denetim sırasında yetkililer 'yıllandırılmak' üzere ambalajlanmış ve etiketlenmiş yaklaşık 7 bin 500 şişe şaraba rastlamış. Bu durum TAPDK'nın kurallarına aykırı olduğu için, yasal işlem başlatılmış. Kuşadası'ndaki malikanede yapılan denetim polisin değil, TAPDK'nın denetimidir. Yasal süreç işlemektedir.''

24 Haziran 2011 Cuma

"Bu program AKPyi 2023e kadar iktidar yapar haberi"

Bu program AKPyi 2023e kadar iktidar yapar
http://www.yurthaberler.com/bu-program-akpyi-2023e-kadar-iktidar-yapar-1723h.htm

Bu program AKP'yi 2023'e kadar iktidar yapar

Yeni AK Parti hükümetinin programında çok çarpıcı detaylar göze çarpıyor.

TBMM’den güvenoyu isteyecek hükümetin programı, Beşir Atalay, Hüseyin Çelik, Ömer Dinçer, Ali Babacan ve Yalçın Akdoğan’ın yer aldığı komisyon tarafından hazırlanıyor. Programın 4 Temmuz’da Meclis Genel Kurulu’nda okunması planlanıyor. Programda, “Kısa, öz, demokratik ve çoğulcu bir Anayasa” için çalışmaların destekleneceği vurgusu yapılırken, işsizliği düşürmeye yönelik önlemler de yer buldu.

Başbakan Erdoğan’ın onayına sunulacak olan ve bu hafta sonu parti kurmaylarının da katılacağı geniş katılımlı bir toplantıda son şeklini alacak olan Hükümet Programı taslağında dikkat çeken başlıklar şöyle:

ÜNİVERSİTELER ÖZERK OLACAK

* YÖK kalacak, görevi koordinasyonla sınırlı olacak; üniversiteler özerkleşecek.
* 2015’e kadar Kamu Güvenliği ve Acil Durum Haberleşmesi şebekesi kurulacak.
* Yargı sistemini hızlandırmak için istinaf mahkemeleri açılacak; yargıdaki teknik altyapı geliştirilecek.
* Gereksiz bürokrasiyi azaltma adımları sürecek.
* E-sistemler yaygınlaştırılacak. Kamu kurumları arası yazışmalar hızlandırılacak.
* Kara, hava, tren ve deniz ulaşım ağları geliştirilecek.
* Ombudsmanlık hayata geçirilecek.

İLK KEZ İSTİHDAMA TEŞVİK

* Meslek liselerinin sayısı düz liselerinin sayısını geçecek.
* İlk defa istihdam edilen kadın ve gençler için işverenin ödeyeceği sosyal güvenlik primini 3 yıl süreyle devlet karşılayacak.
* Kadın girişimcilere yönelik vergi kolaylığı teşvik edilecek.
* Çalışabilir engelli istihdamı teşvik edilecek.
* Civar ülkelerle karşılıklı vize muafiyetleri artırılacak.
* Savunma sanayiinde yerli üretim ve ihracat artırılacak.

DUL ANNELERE DESTEK

* Aile bütünlüğünün korunması, güçlü ve mutlu aileler için “aileye aile içinde destek” verilerek her aileye ulaşılabilecek “Aile Sosyal Destek Programı” hayata geçirilecek.
* Çocukları ile yaşayan anneler için ‘stüdyo evler’ kurulacak.

İNTERNETSİZ KÖY KALMAYACAK

* Yolu asfaltsız şebeke suyu olmayan köy kalmayacak.
* Tüm köylere geniş bant internet erişimi sağlanacak.
* Her şehre dev şehir hastaneleri kurulacak.

HAVUZSUZ İL KALMAYACAK

* Obeziteyle mücadele ilköğretimde başlayacak.
* Yüzme havuzu olmayan il, spor salonu olmayan ilçe kalmayacak. (GazeteHabertürk)

"Çırılçıplak polise yakalandı haberi"

Çırılçıplak polise yakalandı
http://www.yurthaberler.com/cirilciplak-polise-yakalandi-1722h.htm

Çırılçıplak polise yakalandı

Dünyanın dört bir yanında çıplak fotoğraflar çektiren sanatçı bu kez de İstanbul'daydı...

Dünyanın birçok kentinde çıplak bir şekilde çektiği pozlarla tanınan ve bu fotoğrafları New York’ta sergileyen Amerikalı ünlü fotoğrafçı Miru Kim, İstanbul’a da geldi.

Aslen Güney Koreli olan Kim, Büyük Valide Han, Zeyrek, Sulukule ve Tarlabaşı’nda pozlar verdi. Ancak 30 yaşındaki sanatçı İstanbul’da fotoğraf çektirirken Türk polisine yakalandı.

Çıplak bir şekilde polis ile burun buruna gelen Miru, “O anda çok korktum” diye konuştu. (Milliyet)

"Diyarbakırda tartışma yaratan afiş haberi"

Diyarbakırda tartışma yaratan afiş
http://www.yurthaberler.com/diyarbakirda-tartisma-yaratan-afis-1721h.htm

Diyarbakır'da tartışma yaratan afiş

Diyarbakır'da asılan bu afişler mahkeme kararıyla toplatıldı.

Diyarbakır'da İHD ve öncülüğünde sivil toplum örgütleri tarafından düzenlenecek ’26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ nedeniyle billboardlara asılan ve üzerinde polislerin orantısız güç kullanmasıyla ilgili fotoğrafların yeraldığı afişler ’Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağıladığı’ gerekçesiyle mahkeme kararıyla toplatıldı.

İHD Diyarbakır Şubesi, Mazlumder, Diyarbakır Barosu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Diyarbakır Tabip Odası ve KESK Diyarbakır Şubeler Platformu tarafından ’26 Haziran İşkenceye Karşı Mücadele ve İşkence Görenlerle Dayanışma Günü’ dolayasıyla ortaklaşa düzenlenen etkinlikler çerçevesinde Diyarbakır’ın çeşitli noktaları ve billboardlara polisin orantısız güç kullandığını gösteren afişler asıldı.

240620111537539314069_3.jpg

Afişler, Diyarbakır 1’inci Sulh Ceza Mahkemesi’nin kararıyla toplatıldı. İçeriğinde ’İşkenceye sıfır tolerans, orantısız güce sonsuz müsamaha’, ’İşkence bir insanlık suçudur, sokak işkencesine yasal kılıf: Orantılı güç’ yazıları bulunan ve polisin sokakta yaptığı şiddeti yansıtan fotoğrafların bulunduğu afişler, ’Devletin askeri ve emniyet teşkilatını alenen aşağılama’ fiilini düzenleyen TCK’nın 301/2 maddesi gerekçe gösterilerek toplatıldı.

Karara tepki gösteren İHD Diyarbakır Şube yöneticisi ve etkinlik düzenleme kurulunda yeralan avukat Pınar Dalkuş, kararın hukuka aykırı olduğunu öne sürdü. Diyarbakır’da bulunan 6 kurumla birlikte bu yıl polisin sokağa kadar taşırdığı işkence temasını işlediklerini belirten Dalkuş, "Biz bu afişlerde kullanmış olduğumuz fotoğrafları bölgemizdeki acı bir gerçeğe dikkat çekmek amacıyla kullandık. Hükümet tarafından ’artık işkence yoktur’ denirken, bölgemizdeki insanların her gün maruz kaldığı muameleyi göstermeye çalıştık. Verilen kararda devletin polisini aşağıladığımız gerekçe gösterilmiş, peki her gün sokaklarda aşağılanan işkence gören insanımız ne olacak? Bu fotoğraflarda aşağılanan kim onu sormak gerekir" dedi.

Afişlerde "İşkence bir insanlık suçudur" dediklerini vurgulayan Dalkuş, "Acaba bu kararı verenler işkenceyi bir insanlık suçu olarak görmüyorlar mı? Yoksa hükümetin yaklaşımıyla meşrulaştırılmaya çalışılan sokak işkencesine yargı da destek mi veriyor?" diye konuştu. Birlikte çalışma yürüttükleri kurumlarla kararı değerlendireceklerini kaydeden Dalkuş, etkinlikle ilgili çalışmalarını sürdüreceklerini söyledi. (Vatan)

"Karayılandan Hatip Dicle tehdidi ! haberi"

Karayılandan Hatip Dicle tehdidi !
http://www.yurthaberler.com/karayilandan-hatip-dicle-tehdidi--1720h.htm

Karayılan'dan Hatip Dicle tehdidi !

Murat Karayılan, "Hatip Dicle'yi veto kararı savaş nedenidir." dedi.

YSK'nın Hatip Dicle'nin miletvekilliğini düşürmesinden sonra, BDP destekli bağımsız milletvekillerinin 'meclise gitmeme' kararına, terör örgütü PKK'dan destek geldi. PKK'nın en üst karar alma merkezi olan Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi Başkanı Murat Karayılan, "DTK'nin de çağrısını dikkate alarak oy birliğiyle almış oldukları karar, çok doğru ve yerinde bir karardır.

Bundan başka bir şey de yapılamazdı. Ayrıca, YSK'nın veto kararı savaş nedeni sayılabilecek bir durumdur" dedi.

PKK'nın ele başlarından Murat Karayılan, BDP destekli bağımsız milletvekillerinin aldığı 'meclise girmeme' kararını çok doğru ve yerinde olduğunu söyledi. Açıklaması PKK'ya yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı'nda yayınlanan Karayılan, şöyle dedi:

"YSK'nın bu kararı aslında Türk devletinin Kürt siyasetini kontrole almak, burnunu sürtmek, 'siz her şeyi yapamazsınız, sınırları aşamazsınız, fazla ileri gitmeyin, sizi engelleyebiliriz' mesajını içeren, Kürt siyasetini iradesizleştirme ve hizaya çekme kararıdır. Yani Kürt halkına ve iradesine karşı bir saygısızlık ve halkın iradesini hiçe sayma olduğu gibi, esas olarak Kürt siyasetine onursuzluğu dayatmaktır. Bu açıdan dün blok vekillerinin gerçekleştirdiği toplantıda, DTK'nin de çağrısını dikkate alarak oy birliğiyle almış oldukları karar, çok doğru ve yerinde bir karardır. Bundan başka bir şey de yapılamazdı. Somut bir adım atılıncaya kadar meclise gitmeyeceklerini açıklamaları Kürt siyasetinin de onurlu bir duruşu sürdüreceğinin kesin kararlılığıdır. Yani burada Kürt halkının siyasal iradesi tanınacak mı tanınmayacak mı; bunun mücadelesi söz konusudur. Bilindiği gibi Kürt siyasetinin ilk kez, SHP ile birlikte parlamentoya girip, bağımsız bir grup olarak bir duruşu geliştirdiği 1990'larda da devlet tahammül göstermeyip müdahale etti. Kürt parlamenterlerinin haklarında tutuklama kararı çıkardı ve meclis kapısında yakasından tutarak zindana attı. Bu, bir süreçtir. Devletin Kürt siyasetini tanımayacağını gösteren o tutumu, aslında bugün de farklı bir biçimde devam etmektedir. O gün parlamentonun kapısında yakasından tutulup tutuklanan ve haksız yere 10 yıl içeride tutulan Hatip Dicle'nin vekilliği bugün de reddedilerek aynı siyasetin devam ettiği ortaya konulmaktadır."

'VETO SAVAŞ NEDENİ SAYILABİLECEK BİR DURUMDUR'

Kürt sorunu konusunda günümüzde önemli bir dönemece girildiğini söyleyen Karayılan, şöyle devam etti:

"Apo'nun geliştirdiği demokratik anayasal çözüm süreci, çok önemli bir şans ve bir fırsat olarak sunuldu. Biz, Kürt sorununda silahların tümden devre dışı bırakılması ve barışçıl, demokratik yöntemlerle sorunun tartışılarak çözülmesi için üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirdik ama, üzerinden üç gün geçmeden devletin bu biçimde Kürt halkını hiçleştiren, Kürt siyasetini boyunduruk altına almaya yönelen bu politikası devreye konulmuştur. Bu açıdan yaklaşıldığında devletin Hatip Dicle şahsında Kürt siyasetine karşı yürüttüğü bu veto politikası savaş nedeni olabilecek bir durumdur. Eğer önümüzdeki yakın günler içinde Türk devleti ve hükümeti bu büyük haksızlığı ortadan kaldıran bir girişim geliştirmez ve düzeltmezse, bu, halkımıza karşı resmen bir savaş ilanı anlamına gelecektir. Türkiyeli birçok yazar ve siyaset çevresi de Başbakan'a çağrı yapıyor; Başbakan'ın suskunluğunu gidererek, düzeltici bir girişim başlatmasını istiyor. Halkımız ve Kürt siyaseti de somut- düzeltici bir adım beklediğini ortaya koymuştur. Bütün bunlar karşısında AKP'nin kendi bildiğini okuması, baskıcı, yok sayan ve yok edici siyasetini sürdürmesi, tasfiye politikasında ısrar anlamındadır. Dolayısıyla bu yeni bir savaş sürecinin başlatılmasıdır. Kürt halkı, AKP'nin sorumluluğundaki parlamentodan Kürt sorunu konusunda çözüm bekliyor. Bunun yerine baskı ve şiddetin dayatılması, bu süreci tümüyle heba edecektir."

BELİRLEYİCİ OLAN BOZDAĞ'IN KONUŞMASIDIR

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, Başbakan Yardımcısı Devlet Bakanı Bülent Arınç'ın konunun parlamentoda konuşularak yasa değişikliğine gidilebileceğiyle ilgili konuşmalarına da değinen Karayılan, belirleyici olanın Bülent Arınç veya Mehmet Ali Şahin değil, Bekir Bozdağ olduğunu söyledi. Karayılan açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Arınç ve Şahin kısmen yumuşak konuşarak bir çözüme gidilebileceğini belirttiler. Ancak anlaşılıyor ki, bu, daha çok onların bireysel görüşleridir. Çünkü onlardan birkaç saat sonra daha resmi bir biçimde AKP adına açıklama yapan Bekir Bozdağ, tüm kapıları kapattı. Belli ki Erdoğan’la ilişki kuruldu, Erdoğan’ın görüşleri çerçevesinde Bekir Bozdağ’ın, bir heyetle beraber bu açıklamayı yapması ihtiyacı duyuldu. Önceki soruda da belirttiğim gibi bu bir karardır. Dolayısıyla kararı uygulayacaklardır. Yani Kürt halkının, demokrasi güçlerinin güçlü bir tepkisi karşısında geri adım atma durumları ve bu kararı düzeltmeleri elbette ki mümkün, fakat onların esas politikası Hatip Dicle şahsında Kürt siyasetine bir müdahale yapmak ve gelişen süreci kendi kontrollerine almaya dönük bir girişimi geliştirmektir. Bu açıdan bana göre belirleyici olan Bülent Arınç ve M. Ali Şahin’in konuşması değil, Bekir Bozdağ’ın konuşması olacaktır." (Vatan)

"İsrailden Mavi Marmara için ilk adım haberi"

İsrailden Mavi Marmara için ilk adım
http://www.yurthaberler.com/israilden-mavi-marmara-icin-ilk-adim--1719h.htm

İsrail'den Mavi Marmara için ilk adım

İsrail Başbakan Yardımcısı Moşe Ya'alon, Mavi Marmara katliamı sebebiyle Türkiye'ye 'bir evet bir hayır' diyor.

Yedioth Ahronoth gazetesinin haberine göre, Ya'alon geçtiğimiz hafta Türk Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ile Avrupa'da bir araya geldi. İsrail Ordusu'nun eylemleri sebebiyle özür dilemelerinin söz konusu olmadığını ifade eden Ya'alon, Mavi Marmara'da hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat ödeme niyetinde olduklarını aktardı.

ÖZÜR DİLEMEK YERİNE 'ÜZGÜNÜZ' DİYECEKLER

Türkiye, vatandaşlarının katledilmesi sebebiyle İsrail'den özür talep ediyor. İsrail ise bunun yerine, can kayıplarından duydukları üzüntüyü seslendirebileceklerini belirtiyor.

İsrail İstihbarat ve Atom Enerjisi Bakanı Dan Meridor, Mavi Marmara'daki Türk vatandaşlarının ölümünden dolayı 'üzüntü duyduklarını' yineledi. İsrail Radyosu'na konuşan Dan Meridor, "İsrail, Türk vatandaşlarını öldürmeyi arzu etmiyordu. Olan bitenlerden üzüntü duyduğumuzu daha önce de söyledik. Bu, yeni bir şey değil." dedi.

İSRAİL, ÜST DÜZE Y TEMAS İSTİYOR

Türkiye'nin İsrail'le ilişkileri normalleştirmek için müsteşar seviyesinde görüşmeleri sürdürdüğü öne sürülmüştü. Y. Ahronoth, Tel Aviv yönetiminin iki ülke arasındaki gerginliği yumuşatarak üst düzey bir randevu koparmayı hedeflediğini yazdı. Temasın Cumhurbaşkanı, başbakan ya da savunma bakanları seviyesinde düşünüldüğü belirtildi.

Gazeteye konuşan İsrailli bir yetkiliye göre, 'Türkiye'nin daha önce dahil olduğu İran-Suriye ekseni' son günlerde iyi görünmüyor. İddiaya göre Türkiye, BM'nin Temmuz ayı başında yayınlayacağı Mavi Marmara raporundan da çekiniyor. İsrailli yetkilinin beklentisi, bu sebeplerden ötürü, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın İsrail'le ilişkilerdeki tansiyonu düşürmeye çalışması.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçtiğimiz günlerde gönderdiği mektupta, iki ülke ilişkilerinin gelişeceği ümidini belirtmiş ve yeni Türk hükümeti ile çalışmaktan memnuniyet duyacaklarını kaydetmişti.,

zaman

"Eski G.K.Başkanı yoğun bakımda haberi"

Eski G.K.Başkanı yoğun bakımda
http://www.yurthaberler.com/eski-g.k.baskani-yogun-bakimda-1718h.htm

Eski G.K.Başkanı yoğun bakımda

Muğla'nın Marmaris ilçesindeki Aksaz Deniz Üs Komutanlığı'nda aniden rahatsızlanan eski genel kurmay başkanlarından Necip Torumtay, Marmaris Devlet Hastanesine kaldırıldı.

Marmaris Devlet Hastanesi yetkililerinden aldığı bilgiye göre, Aksaz'da rahatsızlandıktan sonra burada yapılan ilk müdahalenin ardından Necip Torumtay, ambulansla Marmaris Devlet Hastanesine getirildi.

Solunum yetmezliği rahatsızlığı tespit edilen Torumtay'ın yoğun bakım ünitesine alındığını ve hayati tehlikesinin bulunduğu belirtildi.

Torumtay'ın, ambulans helikopterle GATA'ya nakledilmesi için hazırlık yapıldığı bildirildi.

"TÜSİADtan tutuklu vekiller açıklaması haberi"

TÜSİADtan tutuklu vekiller açıklaması
http://www.yurthaberler.com/tusiadtan-tutuklu-vekiller-aciklamasi--1717h.htm

TÜSİAD'tan tutuklu vekiller açıklaması

TÜSİAD'tan yapılan yazılı açıklamada tüm siyasi partileri TBMM'nde öncelikli bu konuyu ele almaları gerektiğine dikkat çekildi.

TÜSİAD, tüm siyasi parti liderleri biraraya gelmesi gerektiğini savundu.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD), yapıcı bir siyasi diyalog atmosferinde tüm siyasi partilerin seçmenden aldıkları temsil yetkisinin gereği olarak parlamentodaki yerlerini alması, yeni parlamentonun karşılaşılan güncel soruna çözüm bulmayı ilk gündem maddesi olarak belirlemesi gerektiğini bildirdi.

TÜSİAD'dan yapılan yazılı açıklamada, 12 Haziran seçimleri sonrasında yaşanan olaylar dizisinin, yeni anayasayı yapmasını bekledikleri yeni parlamentonun sağlıklı çalışmasını ve arzuladıkları diyalog ortamını engeller hale geldiği savunuldu.

Açıklamada, parlamentoda temsil kabiliyeti olan tüm partilerin dahil olmadığı bir süreçte, yeni anayasa bağlamında Türkiye'nin üç temel sorunu olan kimlik, din ve vicdan özgürlüğü ile kuvvetler ayrılığı alanlarında kalıcı çözümler üretilmesinin mümkün olamayacağı ifade edildi.

Bu nedenle, TÜSİAD'ın beklentisinin tüm siyasi partileri parlamentoda buluşturacak atmosferin yaratılması olduğu belirtilerek, şu görüşlere yer verildi:

''Bu aşamada, mevcut olağanüstü durumun gerektirdiği bir liderlik anlayışı ile siyasi parti liderlerimizin bir araya gelerek, olumlu bir atmosfer yaratılmasında ve soruna siyasi diyalogla çözüm üretilmesinde ön almasının gerekli olduğunu düşünüyoruz. Yapıcı bir siyasi diyalog atmosferinde tüm siyasi partiler seçmenden aldıkları temsil yetkisinin gereği olarak parlamentodaki yerlerini almalı, yeni parlamento karşılaştığımız güncel soruna çözüm bulmayı ilk gündem maddesi olarak belirlemeli, siyasi partiler mevzuatı, seçim sistemi, ifade özgürlüğü ve örgütlenme özgürlüğünü kapsayan güven arttırıcı tedbirleri hemen almalıdır.''

"Borsa manipülasyoncuları adliyede haberi"

Borsa manipülasyoncuları adliyede
http://www.yurthaberler.com/borsa-manipulasyonculari-adliyede-1716h.htm

Borsa manipülasyoncuları adliyede

Borsada manipülasyon yapıldığı iddiasıyla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına alınan isimler adliyeye sevk edildi.
Borsada manipülasyon yapıldığı iddiasıyla ilgili soruşturma kapsamında gözaltına Engin İpekoğlu ve Şenol Ustaömer'in de aralarında bulunduğu 38 kişi Sarıyer Adliyesi'ne getirildi.

Detaylar birazdan..

"Angelina Jolieden Kızılaya övgü haberi"

Angelina Jolieden Kızılaya övgü
http://www.yurthaberler.com/angelina-jolieden-kizilaya-ovgu-1715h.htm

Angelina Jolie'den Kızılay'a övgü

Angelina Jolie'nin geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği suriyeli mültecilerle ilgili yeni görüntüleri ortaya çıktı.

Birleşmiş Milletler (BM) Mülteciler Yüksek Komiserliği İyi Niyet Elçisi, dünyaca ünlü ABD'li film yıldızı Angelina Jolie'nin geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiği suriyeli mültecilerle ilgili yeni görüntüleri ortaya çıktı.,

Görüntülerde hayranları arasında güçlükle ilerleyen Jolie'nin operasyonlar sırasında yaralanan ve sakat kalan sığınmacılarla ilgilenip, çocuklarla ve diğer mültecilerle konuştuğu görülüyor.

"Kılıç: Benim de söyleyeceklerim olacak haberi"

Kılıç: Benim de söyleyeceklerim olacak
http://www.yurthaberler.com/kilic-benim-de-soyleyeceklerim-olacak-1714h.htm

Kılıç: Benim de söyleyeceklerim olacak

Son siyasi gelişmelere ilişkin 2 gün daha bekleyeceğini söyleyen Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, "Bizim de söyleyeceklerimiz olabilir'' dedi.

Kılıç, bazı mahkeme üyeleriyle birlikte sürdürdüğü Artvin gezisinde, Artvin-Borçka karayolunun 10. kilometresinde bulunan Yarıyol mevkisindeki bir tesiste kahvaltı yaptı.

Kılıç, yaptığı açıklamada, son siyasi gelişmelerle ilgili olarak şunları söyledi:

''Süreci bir iki gün daha bekleyelim. Bakalım gelişmelere, ondan sonra belki bu konuda bizim de söyleyeceklerimiz olabilir. Şu anda itirazlar var. Yargı süreçleri işliyor. Onlar da bir sonuçlansın bakalım, daha sonra bir değerlendirme yapmayı düşünüyoruz.''

Artvin gezisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Kılıç, ''Mahkeme üyelerimizin büyük çoğunluğu uzun bir süredir bu bölgeyi çok merak ediyorlardı. Buraya bir gezi düşünüyorduk. Ankara'da yargı mensupları zaman zaman böyle ülkemizin güzelliklerini görme adına geziler düzenliyor. Biz de o kapsamda bölgeyi görmemiştik, o nedenle geldik'' dedi.

Daha önce bölgeyi görmemiş olmayı ''kayıp'' olarak niteleyen Kılıç, şunları kaydetti:

''İnanılmaz, muhteşem, kelime bulamıyorum. Bu bölgenin tarif edilmesi, tanıtılması, gerek iç, gerekse dış turizme açılması konusunda gerçekten çok şeyler yapılmış ama yeteri kadar ve buranın layık olduğu noktaya getirilememiş. Umuyoruz inşallah bundan sonra yönetici arkadaşlarımız gerek merkezi hükümet, gerek mahalli yönetimler bu konudaki gayretlerini esirgemezler ve burayı dünyaya tanıtırlar. Gerçekten dünyaya tanıtılması gereken bir yer. Biz çok mutlu olduk. Ankara'nın yoğun havası, yoğun gündemi, yoğun işlerimiz arasında böyle bir ara vermek doğrusu bizim için de iyi geldi.''

Kahvaltıdan sonra bazı mahkeme üyeleri ile eşleri, Borçka Baraj Gölü'nde tekne gezisi yaptı.

"Meteorolojiden hafta sonu için uyarı haberi"

Meteorolojiden hafta sonu için uyarı
http://www.yurthaberler.com/meteorolojiden-hafta-sonu-icin-uyari--1713h.htm

Meteoroloji'den hafta sonu için uyarı

Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürü Mehmet Çağlar, hafta sonu hava sıcaklığının yağışlarla birlikte 6-10 derece azalacağını bildirdi.

bölgelerinin yarın yağışlı havanın etkisine gireceğini, yarın akşam saatlerinde Trakya'da başlayacak sağanak ve gök gürültülü yağışların 26 Haziran Pazar günü Marmara'nın doğusu (İstanbul, Kocaeli, Sakarya, Balıkesir, Yalova ve Bilecik), Karadeniz, İç Anadolu'nun doğusu ile Ankara, Eskişehir, Afyon ve Kütahya çevrelerinde etkili olacağını söyledi.

Hava sıcaklığının yarın İç ve Doğu Anadolu bölgelerinde 2 ila 4 derece artacağını, pazar günü ise Marmara, Ege, Batı Karadeniz ve İç Anadolu'nun batısında yağışla birlikte hissedilir derecede (6–10 derece) azalacağını belirten Çağlar, sağanak ve gök gürültülü sağanak şeklinde görülecek yağışların pazar günü Kocaeli, Sakarya, Düzce, Zonguldak, İnebolu, Bartın ve Sinop çevrelerinde kuvvetli olacağını bildirdi.

Çağlar, cumartesi akşam ve pazar günü rüzgarın, Marmara, Ege ve Batı Karadeniz'de kuzey ve kuzeybatı yönlerden saatte 30–50 kilometre hızla kuvvetli şekilde, Kocaeli, Sakarya, Düzce, Zonguldak, İnebolu, Bartın ve Sinop çevrelerinde kuvvetli yağış anında saatte 50–70 kilometre hızla, kısa süreli fırtına şeklinde eseceğini kaydetti.

Yağışlı havanın 27 Haziran Pazartesi günü Karadeniz, İç Anadolu'nun doğusu ile Kocaeli ve Sakarya çevrelerinde etkisini sürdüreceğine işaret eden Çağlar, sıcaklıkta beklenen hissedilir derecede azalma, kuvvetli gök gürültülü sağanak ve kısa süreli fırtınanın oluşturacağı ani sel, taşkın, su baskını, yıldırım düşmesi, ulaşımda aksamalar gibi olumsuzluklara karşı ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olması gerektiğini belirtti.

"F.Bahçeden Manisaya... haberi"

F.Bahçeden Manisaya...
http://www.yurthaberler.com/f.bahceden-manisaya...-1712h.htm

F.Bahçe'den Manisa'ya...

Yeni sezona daha güçlü bir kadro ile girmek isteyen Manisaspor, transfer çalışmalarını sürdürüyor.

Diğer takımlara bakıldığında transfer dönemini sessiz geçiren Manisaspor, beklenen kaleci transferini gerçekleştirdi. Bulut Basmaz ile yollarını ayıran ve kalede tek alternatifi İlker Avcıbay kalan Ege ekibi, Fenerbahçe'den Volkan Babacan'ı kadrosuna katıyor.

Uzun süre Gaziantepspor'dan Mahmut Bezgin ile görüşen ancak Mahmut'un kulübüyle sözleşme uzatmasının ardından yeni alternatiflere yönelen Manisaspor, Volkan Babacan'da karar kıldı.

Dün Manisa'ya gelerek takımdan ayrı olarak salonda çalışan 1988 doğumlu Volkan Babacan, bu sabah geçtiği sağlık kontrolünün ardından gün içinde 1 yıllık sözleşmeye imza atması bekleniyor.

Manisaspor'a kiralık olarak gelecek 1.92 boyunda 86 kg ağırlığındaki Volkan Babacan'ın, Fenerbahçe ile 2013 yılına kadar sözleşmesi bulunuyor.

rotahaber

"LYSde son sınav yarın, adaylar dikkat! haberi"

LYSde son sınav yarın, adaylar dikkat!
http://www.yurthaberler.com/lysde-son-sinav-yarin,-adaylar-dikkat-1711h.htm

LYS'de son sınav yarın, adaylar dikkat!

Üniversite adaylarının katıldığı Lisans Yerleştirme Sınavı'nın (LYS) Edebiyat-Coğrafya Sınavı (LYS-3) yarın yapılacak.

Türkiye'de 81 il merkeziyle Lefkoşa'da gerçekleştirilecek LYS-3 saat 10.00'da başlayacak. Edebiyat-Coğrafya Sınavı'na 679 bin 639 aday girecek.

LYS-3 tek oturumda uygulanacak ve toplam 120 dakika sürecek. Sınavda adaylara 80 soru yöneltilecek.

LYS-3'te Türk Dili ve Edebiyatı ile Coğrafya-1 testleri yer alacak. Türk Dili ve Edebiyatı testinde 56 soru bulunacak ve 85 dakika süre verilecek. Coğrafya-1 testinde ise 24 soru sorulacak, 35 dakika süre verilecek. Testler ayrı soru kitapçıklarında bulunacak ve tek cevap kağıdı kullanılacak.

Adayların sınava gelirken yanlarında mutlaka ''2011-LYS Sınava Giriş ve Kimlik Belgesi'' ile ''Nüfus Cüzdanı'' veya ''Pasaport'' bulundurmaları gerekiyor. Her aday, sınava gireceği yer bilgisini gösteren ''Sınava Giriş Belgesini'', T.C. Kimlik Numarası ve şifresiyle ÖSYM'nin internet adresinden temin edebilecek.

Sınav binalarında hiçbir eşya sınava alınmayacağından, adayların sınav binalarına bu belgeler dışında herhangi bir eşya getirmemeleri gerekiyor. Sınavda kullanılacak kalem, silgi, kalemtıraş, saat gibi gereçlerle şekerleme ve peçete bütün adaylara ÖSYM tarafından sağlanacak. Adaylar sınava şeffaf pet şişe içinde su getirebilecek.

Sınavların yapıldığı binalara girişte, adayların ve sınav görevlilerinin üstleri emniyet görevlileri tarafından elle ve dedektörle aranacak.

Bina girişinde yığılmaya yol açılmaması için adayların, çanta ve benzeri eşyalarını sınava girecekleri binalara getirmemeleri, sınava metal aksesuar içermeyen sade bir kıyafetle gelmeleri, sınavdan en az 1 saat önce sınav yapılacak bina önünde bulunmaları, sınav salonlarına zamanında alınabilmeleri açısından son derece önem taşıyor.

"Alex de Souza out Forlan in haberi"

Alex de Souza out Forlan in
http://www.yurthaberler.com/alex-de-souza-out-forlan-in-1710h.htm

Alex de Souza 'out' Forlan 'in'

Futbolda transferde büyük hareketlilik yaşanırken, Türkiye'de en çok konuşulan yabancı oyuncu Uruguaylı Diego Forlan oldu.

Medya Takip Ajansı Interpress'in araştırmasına göre, geçen sezonun ikinci yarısının başlamasıyla birlikte spor sayfalarında bugüne kadar transfer haberlerinde en çok ismi geçen yabancı futbolcunun İspanya'nın Atletico Madrid takımında forma giyen golcü oyuncu Forlan olduğu belirlendi.

Adı ilk olarak mart ayı başında Beşiktaş ile anılmaya başlayan, ilerleyen günlerde Galatasaray'ın transfer listesine giren Uruguaylı futbolcu, ulusal, bölgesel ve yerel iki bine yakın gazete ile dergiyi kapsayan incelemede, hakkında toplam bin 658 haberle listenin ilk sırasında yer aldı.

Araştırma sonucunda listede, şubat ayında ismi Galatasaray ile birlikte geçmeye başlayan Chelsea'nin golcü futbolcusu Didier Drogba, yayımlanan bin 227 transfer haberiyle ikinci sırada yer alırken, Galatasaray'ın son dönemde almak için uğraş verdiği Antonio Reyes ise 708 habere konu oldu.

İncelemede, Real Madrid'de oynayan Lassana Diarra 269, Brezilyalı forvet Luis Fabiano 257, Fransız oyuncu Mohamed Sissoko 195, Atletico Madrid'in golcü futbolcusu Diego Costa 172 ve Malili golcü oyuncu Frederic Kanoute, 151 haberle gündeme geldi.

"TUİK, il il işsizlik rakamlarını açıkladı haberi"

TUİK, il il işsizlik rakamlarını açıkladı
http://www.yurthaberler.com/tuik,-il-il-issizlik-rakamlarini-acikladi-1709h.htm

TUİK, il il işsizlik rakamlarını açıkladı

İl düzeyinde temel işgücü göstergelerine göre, geçen yıl, işsizlik oranının en yüksek olduğu iller, Adana, Hakkari ve Van olarak tahmin edildi.

İl düzeyinde temel işgücü göstergelerine göre, geçen yıl, işsizlik oranının en yüksek olduğu iller, Adana, Hakkari ve Van olarak tahmin edildi.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), işsizlik verilerini il bazında açıkladı. İşgücüne katılma, istihdam ve işsizlik parametrelerinde tahmin sonuçlarını içeren 2010 İl Düzeyinde Temel İşgücü Göstergelerine göre, geçen yıl Türkiye genelinde işsizlik oranı yüzde 11,9 olarak tahmin edildi.

İşsizlik oranının en yüksek olduğu il yüzde 19,1 ile Adana olarak tahmin edildi. Bunu, yüzde 17,4 ile Hakkari, yüzde 17,2 ile Van izledi.

İşsizlik oranının en düşük olduğu iller ise Bayburt (yüzde 4,7), Artvin (yüzde 5,7) ve Gümüşhane (yüzde 5,8) olarak belirlendi.

-İSTİHDAM-

Türkiye genelinde 2010 yılı için istihdam oranı yüzde 43 olarak tahmin edildi.

İstihdam oranının en yüksek olduğu illerin başında yüzde 58,1 ile Rize geldi. Artvin (yüzde 57,3) ve Gümüşhane (yüzde 55,4) istihdam oranının yüksek hesaplandığı diğer iller oldu.

İstihdam oranının en düşük kaldığı iller ise sırasıyla Diyarbakır (yüzde 27,5), Siirt (yüzde 29,1) ve Şanlıurfa (yüzde 31,1) olarak tahmin edildi.

-İŞGÜCÜNE KATILMA-

İşgücüne katılma oranı da 2010 yılı için Türkiye genelinde yüzde 48,8 olarak tahmin edildi.

İşgücüne katılma oranının en yüksek belirlendiği il yüzde 61,8 ile Rize oldu. Rize'yi yüzde 60,8 ile Artvin, yüzde 59,1 ile Burdur izledi.

İşgücüne katılma oranının en düşük olduğu iller ise Diyarbakır (yüzde 31,8), Siirt (yüzde 33,3) ve Şanlıurfa (yüzde 35,5) oldu.

-TAHMİN YÖNTEMİ-

İlk kez 2008 yılı için il düzeyinde temel işgücü göstergelerini hesaplayan TÜİK, ''küçük alan tahminleri yöntemi''ni kullanıyor. Bu çerçevede, 26 bölge düzeyinde elde edilen işgücü araştırması verilerinin yanı sıra ekonometrik çalışmalar sonucu belirlenen il nüfusu, Sosyal Güvenlik Kurumu verileri, İŞKUR kayıtlı işsiz sayısı gibi dışsal değişkenler birarada kullanılarak, tahmin üretiliyor.

Göstergeler, dolaylı olarak elde edildiği için verilerin değişim katsayısı, güven aralıkları ve istatistiksel anlamlılık düzeylerinin dikkate alınması gerekiyor.

"Özyeğin: Ben almıyorum, kimse almaz haberi"

Özyeğin: Ben almıyorum, kimse almaz
http://www.yurthaberler.com/ozyegin-ben-almiyorum,-kimse-almaz-1708h.htm

Özyeğin: Ben almıyorum, kimse almaz

Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin Yunanistan'ın özelleştirme programına aldığı devlet bankası NBG'ye talip olmayacağını belirterek, "Ben almam kimse de talip olmaz" dedi

Finansbank'ı 2006'da Yunan NBG'ye sattıktan sonra Fibabanka ile sektöre geri dönen Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, çarpıcı bir açıklama yaptı. TRT Haber'de yayınlanan Ekonomi Kulübü programına katılan Özyeğin, yönetim kurulu üyeliği yaptığı National Bank of Greece (NBG) ve Yunan ekonomisi hakkında olumsuz görüş bildirdi.

"Finansbank'ı Yunanistan'ın en büyük bankasına sattığınızda piyasa değeri 6.7 milyar dolardı. Şimdi 6.5 milyar dolar. Beş yıl önce siz bankayı satarken Hüsnü bey 5-10 içinde bu bankayı geri alır hatta üzerine NBG'yi de alır diye espriler yapılıyordu. Şimdi NBG özelleştirilecek. Talip olur musunuz?" şeklindeki soruya Özyeğin şu yanıtı verdi: "NBG'ye talip olmam, kimse de talip olmaz." Bu kararına sebep olarak ülke notunu gösteren Özyeğin, "Ekonomisi her yıl yüzde 5 küçülen bir ülkede bankacılık yapmanız mümkün değil" diye konuştu.

ÖZELLEŞTİRME ZOR
Özyeğin, Yunanistan'da 50 milyar euroluk özelleştirme yapılabilecek bir varlık olmadığını, 5-10 yılda özelleştirme yapmasının da zor olduğunu söyledi. Yunanistan'da vergi ödeyen çok az insan olduğunu anlatan Özyeğin, "1 milyon euro üzerinde vergi ödeyen sadece 2 kişi var, 500 bin euro üzerinde ödeyen de çok az sayıda" dedi. Yunanistan'ın son 30 yılda AB'den 90 milyar euro civarında bir hibe aldığını anlatan Özyeğin, şöyle konuştu: "Yunanistan'ın nüfusu 10.5 milyon, bizim 73-74 milyon. Öyle bir parayı bize verselerdi nüfusu düşününce bu para 1 trilyon 300 milyar dolar hibe anlamına gelir. Böyle bir para Türkiye'ye gelse Türkiye bugün çok farklı yerlere giderdi. Türk insanı Yunan halkından çok daha çalışkan, çok daha mütevekkil, çok kriz gördü. Ama Türkiye'de, ne 1994 krizinde ne 2001 krizinde bizim hiçbir vatandaşımız süpermarket yağmalamadı. Ben en azından basında görmedim."

Yunan NBG Finansbank hissesi satacak
NATIONAL Bank of Greece CEO'su Apostolos Tamvakakis, piyasa koşulları uygun olduğunda Finansbank'taki yüzde 20 hisselerini satacaklarını söyledi. Tamvakakis hissedarlar toplantısında, "Piyasa koşulları izin verir vermez yüzde 20'lik payı elden çıkarmayı planlıyoruz. Finansbank'taki payın satışının tamamlanmasıyla NBG'nin çekirdek seviye 1 sermaye oranı yüzde 13'e ulaşacak" dedi.

Türkiye ekonomisi mucizevi bir gelişme gösterdi
TÜRKİYE ekonomisinin Avrupa ülkeleriyle mukayese edildiğinde 'mucizevi' gelişme gösterdiğini anlatan Hüsnü Özyeğin, "Türkiye'nin durumu iyileşti, dolayısıyla bizim lehimize fark çok açıldı" dedi. Türkiye'nin geleceğiyle ilgili çok iyimser olduğunu ifade eden Özyeğin, AK Parti'nin tek başına iktidar olmasıyla birlikte ciddi bir yapısal dönüşüm yaşandığını söyledi.

% 25 büyüyen sektörde bankacıya hep iş çıkar
CARİ açık için sektörel strateji getirilmesi gerektiğini söyleyen Hüsnü Özyeğin, taşıt kredisine de özendirmeyen bir takım tedbirler getirilebileceğini iletti. Özyeğin, yüzde 25 büyüyen bir sektörde bankacılara her zaman iş çıkacağını belirterek, "Önemli olan müşterinin yanında olmak" dedi.

SABAH

"Hurşit Tolon paşa İstanbul Adliyesinde haberi"

Hurşit Tolon paşa İstanbul Adliyesinde
http://www.yurthaberler.com/hursit-tolon-pasa-istanbul-adliyesinde-1707h.htm

Hurşit Tolon paşa İstanbul Adliyesi'nde

Emekli Orgeneral Hurşit Tolon, Zirve Yayınevi cinayetine ilişkin soruşturma kapsamında ifade vermek üzere Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'ne geldi.

emekli Orgeneral Hurşit Tolon adliyeye, savcı ve hakimlerin kullandığı Çırağan Caddesi üzerindeki kapıdan giriş yaptı.

Tolon'un soruşturmayı yürüten özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız'a ifade vermesi bekleniyor.

Hurşit Tolon ikinci ''Ergenekon'' davasının tutuksuz sanıkları arasında bulunuyor.

"115 yıllık marka bir tepsi böreğe gitti haberi"

115 yıllık marka bir tepsi böreğe gitti
http://www.yurthaberler.com/115-yillik-marka-bir-tepsi-borege-gitti-1706h.htm

115 yıllık marka bir tepsi böreğe gitti

Tarihi Sarıyer Börekçisi'nin dördüncü kuşak aile üyeleri tarafından 100 TL'ye satıldığı ortaya çıktı.

Metin Can'ın haberi

Hikâyesi 1895'e kadar uzanan ve kendine has lezzetlere sahip Tarihi Sarıyer Börekçisi dördüncü kuşakta trajik bir şekilde el değiştirdi. Haciz, borç ve davalar nedeniyle 100 TL'ye satıldığı ortaya çıkan börekçinin, Sarıyer'deki 120 yıllık binasını da çalışanları devraldı. Öte yandan Sarıyer Börekçisi'nin yeni temsilcilerinin ilk işi sadece İstanbul'da bulunan 250 adet sahte 'Sarıyer Börekçileri'ne savaş açmak oldu. Dört kuşaktır Tarihi Sarıyer Börekçisi markasını elinde tutan Ondur ailesinin son temsilcisi Hüseyin Ondur ise mal varlığını kaybedince bir börek firmasında şube müdürü olarak işe başladı.

TÜRKİYE'NİN EN ESKİ AİLELERİNDEN
Osmanlı Devleti'nin kıtlık dönemlerine denk gelen 1890'lı yıllarda kurulan Sarıyer Börekçisi Türkiye'nin en eski aile şirketlerinin başında geliyordu. Üstüne pudra şekeri dökülerek ortaya çıkan Sarıyer Böreği'nin yaratıcıları yüz yılı aşkın bir süredir aile şirketi özelliğini korumayı başardı. Ancak tarihi börekçinin aile şirketi olma özelliği dördüncü kuşakta son buldu. Ailenin son temsilcisi Hüseyin Ondur, şirket borç batağına sürüklenince markasını 100 TL'ye elden çıkarmak zorunda kaldı. Sarıyer Adliyesi'nde devam eden dava tutanaklarına göre, göre satış diğer ortaklarında da habersiz gerçekleşti.

İŞÇİLER PATRON OLDU
Şirketin borç durumu nedeni ile alacaklı durumdaki emektar çalışanlar ise şirketin tarihi binasını devralarak kendileri işletmeye başladı. İsimlerini de 'Tarihi' yerine 'Meşhur' Sarıyer Börekçisi olarak değiştiren işçiler böylece yılardır hizmet ettikleri marka sayesinde kendi işlerinin sahibi oldu.

Yeni patron sahtecilere dava açacak
Orijinal Tarihi Sarıyer Börekçisi'nin İstanbul'da 12 şubesi olduğunu anlatan Cihangir Uzun, "Bostancı ve Kavacık Çavuşbaşı şubeleri bize ait. Diğer 10 tanesi francıhese olarak hizmet veriyor. Bu yıl İstanbul dışına çıkarak Kocaeli, Bursa, Ankara ve İzmir gibi büyük kentlerde şubeleşmeye gideceğiz. 2012 yılında ise yurtiçinde ve yurtdışında şoklanmış börek üreterek donuk pazarına girmeyi hedefliyoruz. Sadece İstanbul'da 250 civarında sahte Sarıyer börekçisi var. Maddi ve manevi tazminat davaları açacağız. Bizimle çalışmak isteyenlere isim ve tabela hakkımızı vereceğiz" diyor.

10 milyon TL borç ödendi
Tarihi Sarıyer Börekçisi'nin aile üyeleri tarafından mali çıkmaza sürüklediğini anlatan Sarıyer Börekçisi'nin yeni sahibi Cihangir Uzun, süreçle ilgili olarak SABAH'a şunları anlattı: "Şirket borç içindeydi. Önce teklif üzerine şirkete ortak oldum. Şirketin zor durumda olduğunu görmeme rağmen tüm hisselerini alarak, faaliyeti devam ettirdim. Yaklaşık 10 milyon TL borç ödedim. Sonunda yapılan sözleşmeler gereği şirket bana devredildi. Bu süreçte markanın isim haklarının 100 TL'ye bir başkasına satıldığını da öğrendim. Tabi dava açarak bu hakkı da geri aldık."

SABAH

"İngiltere’den Türkiyeye büyük ayıp haberi"

İngiltere’den Türkiyeye büyük ayıp
http://www.yurthaberler.com/ingiltereden-turkiyeye-buyuk-ayip-1705h.htm

İngiltere’den Türkiye'ye büyük ayıp

Türkiye’nin AB Daimi Temsilcisi Büyükelçi Selim Kuneralp’in eşi Gamze Kuneralp’e İngiltere vizesi verilmediği ortaya çıktı.

Zaman yazarı Şahin Alpay, olayı Kuneralp’i ziyaretinde öğrendiğini kaydetti. “İnanılması güç olay” diyen Alpay, şunları aktardı:
“Kuneralp, kuzeni Londra Belediye Başkanı Boris Johnson ile aile köklerinin bulunduğu Ankara’nın Kalfat kasabası belediye başkanı arasında 4 Mayıs’ta gerçekleşecek buluşmaya davetlidir. Brüksel’de Britanya’nın geçen aralık ayından beri vize veren bir temsilciliği kalmadığı için Büyükelçi ile eşi Gamze Kuneralp, Paris’teki Britanya Başkonsolosluğu’na başvuruda bulunurlar. Kuneralp başvuruya, Britanya’ya resmi amaçla gideceğini, eşinin de kendisi ile geleceğini belirten bir mektubu da ekler.

Şahsen başvurmalı
Yanıt ne olur biliyor musunuz? Gamze Kuneralp’in vize başvurusu, şahsen başvurmak zorunda olduğu, üstelik resmî vize verilemeyeceği gerekçesiyle derhal reddedilir ve pasaportu postayla iade olunur. Büyükelçi’nin pasaportu ise on gün bekletildikten sonra, sadece 6 ay süreli vizeyle geri gelir.”

Alpay, Kuneralp’in Britanya’nın AB nezdinde daimi temsilcisi Büyükelçi Kim Darroch’a yazdığı mektuba da yer verdi. Mektupta “Birleşik Krallık benim ve eşim gibi diplomatik pasaport sahiplerine vize şartı getiren Avrupa’daki tek ülke ve bütün dünyadaki çok az sayıda ülkeden biri olduğu halde, yetkililerinizin Türkiye yurttaşlarına vize zorunluluğu getirme hakkını sorgulayamam. Ancak Brüksel’deki Britanya makamlarının yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle, vize isteyenlerin Paris’e şahsen gitmeleri gereğini anlamakta güçlük çekiyorum...” ifadeleri yer aldı.

‘Biyometrik bilgi şart’
Bu gelişmenin ardından Britanya’nın Belçika Büyükelçisi Jonathan Brenton, Kuneralp’e üzüntülerini bildiren çok nazik bir yanıt verdiğini belirten Alpay, “Ne var ki, mevcut koşullarda kendisine 6 aydan fazla süreli vize verilmesinin, eşinin de Paris’e gidip ‘biyometrik’ bilgi vermeksizin vize almasının mümkün olmadığını tekrarlıyor” diye yazdı.

"YÖKten 19 fakülteye dekan ataması haberi"

YÖKten 19 fakülteye dekan ataması
http://www.yurthaberler.com/yokten-19-fakulteye-dekan-atamasi-1704h.htm

YÖK'ten 19 fakülteye dekan ataması

Yükseköğretim Kurulu (YÖK), 2011 yılının 41. Genel Kurul toplantısını gerçekleştirdi.

Kurulda ÖSYM Başkanı Ali Demir hakkında hazırlanan ön inceleme komisyonunun raporu görüşülerek, söz konusu raporda önerilen cezai sorumluluğun şartları oluşmadığından Men-i Muhakemesi'ne karar verildi.

Senenin 41. Genel Kurul toplantısını gerçekleştiren YÖK; eğitim, kadro, mevzuat ve vakıf üniversiteleri koordinasyon raporları ve Demir hakkındaki raporla ilgili maddeleri görüşerek, karara bağladı.

Karar neticesinde, Demir hakkında hazırlanan ön inceleme komisyonunun raporu görüşülerek, söz konusu raporda önerilen cezai sorumluluğun şartları oluşmadığından Men-i Muhakemesi'ne oy çokluğuyla, disiplin soruşturması açılması yönündeki talebin ise reddine karar verildi.

Yine kurulda, 14 devlet üniversitesine dekan atamaları yapıldı. Ataması yapılan üniversite fakülteleri ve dekanları ise şöyle:

Bozok Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi'ne Prof. Dr. Şeref Okuducu,

Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne Prof. Dr. Gökhan Köylüoğlu,

Dumlupınar Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ne Prof. Dr. Emin Karip,

Gaziosmanpaşa Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi'ne Prof. Dr. Hüseyin Önen,

Harran Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ne Prof. Dr. Abuzer Pınar,

Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne Prof. Dr. Tevfik Sabuncu,

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne Prof. Dr. Mustafa Özkan,

Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ne Prof. Dr. Ömer Eroğlu,

Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi'ne Prof. Dr.Aşye Bahar Yılmaz,

Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi'ne Prof. Dr.Turan Karadeniz,

Rize Üniversitesi Tıp Fakültesi'ne Prof. Dr. Davut Keskin,

Süleyman Demirel Üniversitesi Eğitim Fakültesi'ne Prof. Dr. Menderes Çoşkun
atanırken

Ziraat Fakültesi'ne Prof. Dr. Zekeriya Akman,

Trakya Üniversitesi Sağlık Bilimlere Fakültesi'ne ise, Prof. Dr. Mustafa Cem Uzal atandı.

Toplantıda 5 vakıf üniversitesinin de fakültelerine dekan atamaları yapıldı.

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi Uluslararası İslami ve Din Bilimleri Fakültesi'ne Prof. Dr. Mustafa Sinanoğlu, Süleyman Şah Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi'ne Prof. Dr. Serkan Bayraktaroğlu atanırken, Maltepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'ne Prof. Dr. Murat Taylı, Mimarlık Fakültesi'ne ise Prof. Dr. M. Emre Aysu atandı.

"Clintondan sınır çatışması uyarısı haberi"

Clintondan sınır çatışması uyarısı
http://www.yurthaberler.com/clintondan-sinir-catismasi-uyarisi-1703h.htm

Clinton'dan 'sınır çatışması' uyarısı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Suriye'nin Türkiye sınırı yakınına asker yığınağından kaygılı olduklarını belirterek, bir sınır çatışması tehlikesinden söz etti.

Clinton, Dışişleri Bakanlığı'nda gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye'nin sınırdaki askerleri geri çekmesi gerektiğini, bu askerlerin bölgedeki varlığının, zaten varolan kötü durumu daha da ağırlaştırarak bir sınır çatışması tehlikesi yarattığını söyledi. Bölgedeki durumu oldukça kırılgan gördüklerini ve çok kaygılı olduklarını belirten Clinton, Türk yetkililerle durumu görüşmekte olduklarını söyledi.

Clinton, "Suriye güçleri, şu anda sadece kendi yurttaşlarını etkilemekle sınırlı kalmayan ve aynı zamanda sınır çatışmaları potansiyelini ortaya çıkaran saldırılarına ve provokasyonlarına derhal son vermezlerse, bölgedeki çatışmanın tırmandığını görüyor olacağız" dedi.

Suriye askerlerinin, Türkiye sınırından sadece 500 yarda (yaklaşık 450 metre) mesafede bulunmasının, bu ülke hükümetinin kendi halkına baskı yapma niyetinin bir başka göstergesi olduğunu ifade eden Clinton, "Suriye ordusunun bölgedeki saldırılarını ve provokasyonlarını derhal sona erdirmesini" istedi.

"Saran: Aziz Yıldırım ile medeni değiliz haberi"

Saran: Aziz Yıldırım ile medeni değiliz
http://www.yurthaberler.com/saran-aziz-yildirim-ile-medeni-degiliz-1702h.htm

Saran: Aziz Yıldırım ile medeni değiliz

5 yaşından beri Fenerbahçeli olan Saran, Fenerbahçe aşkını anlattı.

Fenerbahçe yönetiminde zor günler geçiren Saran, Balçiçek İlter'in o döneme ait sorularına samimi yanıtlar verdi:

DÜNYADA ÖRNEĞİ YOK
Dünyada iki kez ihraç edilen başka bir başkan adayı yok ben iki defa ihraç edildim Fenerbahçe'den. Yönetim Kurulu üyeliği yaptım, Futbol Şube Başkanlığı yaptım. Fenerbahçe'nin en kötü günleriydi.Sayın Yıldırım ve basın sözcümüz Atilla Kıyat o gün açıklama yaparken 'Ateşten gömleği giydi" demişlerdi.
Gerçekten güzel işler yaptım ama o da benim sonumun başlangıcı oldu. Orada çok kritik kararlar aldım, çok yalnızdım, çok zor günlerdi hakikaten terlerle uyandığımı hatırlarım vs vs ama iyi ki yapmışım. İlerde başkan olursam başarılı bir başkan olmam için o sürecin yaşanması lazımdı.
Çok da düşman kazandınız o dönemde, şaşırdınız mı?
Evet çok düşman kazandım. Şaşırdım. Aziz Yıldırım ve bazıları bana; "Sen Amerikalısın anlamıyorsun" gibilerinden takılırlardı. Hakikaten Bizans oyunları...
Ben birine yaklaşırken ne veririm diye yaklaşıyorum. Fenerbahçe yönetimine ilk geldiğimde 'Ya ben burda faydalı olamazsam?' diye bir endişem vardı. Geriye baktığımda ihraç edildim ama ilk defa dışişlerinden sorumluydum ve bana bir plaket verildi. Bir de hiç kimsenin görev almayacağı bir dönemde çok kötü bir durumdaydık.
O kadar kötü bir durumdaydık ki bir maçtan sonra hocamız çıkıp bir basın toplantısını bile yapmadığı bir dönemde, ben çıkıp seyircilerden özür dileyip her türlü lafı işitmiştim. Sorumluluk anlayışım oydu. İyi ki de yapmışım.
Bugün ne aşamada, dava sürüyor mu?
Sürüyor bayağı da sürecek. Sonuçta şunu görüyorum. Telefonlar geliyor. Bi teveccüh var, yani bunu isteyenler var, çoğunun da samimi olduğunu düşünüyorum.
O dönem çok düşman kazanıldı, çok yakın dostlar kaybettiğiniz oldu mu? Çok güvendiğiniz isimlerle ayrı yola düştünüz mü?
Oldu ama onlar da benim tecrübesizliğim. Geriye dönüp baktığımda, bunları benim 'bekliyor olmam lazımdı' diyorum ama o zamanlar hiç beklemiyordum. Hiç beklemediğim şeyler yaşadım.
"MEDENİ DEĞİLİZ"
Mesela Aziz Yıldırım'la hiç görüşmediniz mi sonrasında? Ya da bugün karşılaşsanız selamlaşmıyor musunuz, nasıl bir ilişki? Ya da medenice selamlaşıyor musunuz? Zor bir süreç yaşandı o dönem çünkü.
Zor bir süreç yaşandı. Arada çok şey geldi gitti bazıları abartıldı ama medeni değiliz şu anda.
Fenerbahçe hayali devam ediyor mu?
O benim küçüklüğümden beri hayalimdi. Hatta yönetime girerken de bunu açıkça söyledim.
O yanlış değil miydi?
Çok insan eleştirdi beni o konuda. Hatta bazıları espiri yaptı. Bir tanesi de şu anda Fenerbahçe TV'de çalışıyor. CNN'deydi spora davet etti ben de sayın başkanımıza sordum "gidebilir miyim?" diye, "Git" dedi. Ben de gittim ve o program bittikten sonra espriyle karışık telefon açtı dedi ki: "Sen bittin", "Niye" dedim, "E insan başkanlığını açıklar mı?", " Ama ben istiyorum" dedim. Espri yapıyor sandım. Hakikaten o sonun başlangıcı oldu.
"BUNDAN RAHATSIZ OLANIN KENDİNE GÜVENİ YOKTUR"
Şimdi ben başkan olursam birileri yanımda, 'Ben Fenerbahçe başkanlığını istiyorum' derse ben bundan rahatsız olmam. Bunu açıkça söylüyorsa niye rahatsız olayım? Bence de böyle olmalı. Zaten Fenerbahçe'ye başkan olmak isteyen insanları yanıma alırım. Onların oradaki başarısı zaten bana katkıdır.
Onlardan rahatsızlık duyan insan kendinden emin olmayan, kendine güvenmeyen insandır. Bugün benim şirketlerdeki başarılarım etrafımdaki insanların çok başarılı olmasından dolayı.
HTSPOR

"Meclis’i terk etmedik, sadece girmiyoruz haberi"


Meclis’i terk etmedik, sadece girmiyoruz
http://www.yurthaberler.com/meclisi-terk-etmedik,-sadece-girmiyoruz-1701h.htm

'Meclis’i terk etmedik, sadece girmiyoruz'

'Biz Meclis'i terk etmedik, biz Meclis'e girmiyoruz' diyen Ertuğrul Kürkçü konuştu.

Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesiyle ‘Meclis’e gitmeme’ kararı alan bağımsız vekilllerden Ertuğrul Kürkçü, Diyarbakır’dan NTV’ye açıklamalarda bulundu.

Nizamettin Kaplan’n sorulaırnı yanıtlayan Kürkçü, bağımsız adayları adına Şerafettin Elçi’nin bugün yaptığı açıklamalara biraz daha ayrıntı getirdi.

"Şu an Meclis’in kapısında duruyoruz, ister gireriz ister girmeyiz" diyen Kürkçü, parlamentoyu terk etmekle oraya gitmemek arasında fark olduğunu, somut adımlar atılmaması halinde başka çareler de düşünebileceklerini söyledi.

Kürkçü’nin Diyarbakır’dan NTV mikrofonlarına yaptığı açıklamalar şöyle:

Meclis’e girmemek son çare miydi?
"Başka çareler de var. Şu an Meclis’in kapısında duruyoruz, ister gireriz ister girmeyiz. Dolayısıyla, bu duruma bağlı olarak değişebilecek bir pozisyon. Ama koşullar olumlu yönde seyretmezse başka çareler de düşünebiliriz. Siyasetin biricik yolu alınan bu kararları kabul etmek değildir. Olan bitene ses çıkarmadan, bununla ilgili açık ve net bir tutum almadan, seçmenlere karşı sorumluluğumuzu yerine getirmiş sayılmayız.

Hatip Dicle’ye oy veren 80 bin seçmenin oyu hiç sayılmış ve onun 4’te 1’i oy almış birisi Meclis’e gönderilmiş durumda. Ortada somut bir adım da yok. Bülent Arınç’ın açıklaması çözüm fikrine yaslanırken, Bekir Bozdağ’ınki statükonun muhafazası fikrine yaslanıyor. Bu AKP’nin bir koalisyon olduğu konusundaki fikrimizi de doğruluyor. Bu koalisyonu Bozdağ tarafından dillendirilen kesimin bir çözüm ortağı olamaya niyeti olmadığını görüyoruz.

Parlamentodaki diğer politik güçlerin hepsi de yargı darbesinden nasiplerini almış durumda. Tek mağdur olmayan AKP, diğerleri ise mağdur. Bunun muhasebesini AKP ve diğer partiler yapacaktır. Bu hamur daha çok su kaldırır."

— Hangi somut adım sizi kararınızdan döndürür?

"Bunların ne olduğunu tam olarak bilemem ama şunu söyleyebilirim. Özgürlükçü ve katılımcı bir yorum ile yasaların ve anayasanın değişikliğe tabi tutulacağına dair açık bir taahhüdü, bununla birlikte bizimle yapılacak olan müzakere ve bize yönelik hitap ile güvencelerin ortaya konacağına dair somut göstergeler. Bunların olması halinde düşünme süreci şler. Ancak Bozdağ’ın yanıtı üzerinden hiçbir şey işlemez."

— Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal’ın tahliye talepleri reddedildi. KCK tutukluları için de bu durum söz konusu olabilir. Ayrıca Engin Alan üzerinden MHP için aynı konu gündemde. Bu durumda o partilerle işbirliği olabilir mi?
"Mutlaka işbirlği olması gerekmez. Ama bu kararlar karşısında hepimizin aynı hat üzerinde durduğu ortada. MHP milletvekilleri , Hatip Dicle kararının ardından ‘şeriatın kestiği parmak acımaz’ şeklinde açıklamalarda bulundular. Engin Alan için ne diyeceklerini merak ediyorum.

Ben bu çerçevede mevzuatın özgürlükçü ve katılımcı biçimde genişletilmesi ve Kürt sorununun çözümüne imkan verecek şekilde, muhatapların Meclis’e girebilmesine olanak sağlanması bakımında tüm partilerle görüşülebileceğini söyleyebilirim."

— Bağımsızlar bugün buradaydı ve bir kısmı ayrıldı. Yarından itibaren ne olacak?

"Aldımız kararlar var. Bunları seçmenlerle paylaşacağız. Miellete yakın olup, kararları ve bunların gerekçelerini anlatacağız. Onların görüşlerini dinleyeceğiz. Ve halkı bu kararlar karşısında kendisini ifade etmeye davet edeceğiz. Bundan sonra eleştiri görevimizi fiilen her yerde sürdüreceğiz.

Biz parlamentoyu terk etmiş değiliz, biz parlamentoya girmedik; ikisi birbirinden farklı şeyler. Kendi vekaletimizi çarçabuk terk etmeye de o kadar hevesli değiliz. Ama açık ve net herhangi bir ilerleme olmadıkça, öyle görünüyor ki Meclis bizim için çözüm ve barış Meclis’i olmayacak."

Kaynak: NTV

"50 kişinin canını TIR sürücüsü kurtardı haberi"

50 kişinin canını TIR sürücüsü kurtardı
http://www.yurthaberler.com/50-kisinin-canini-tir-surucusu-kurtardi-1700h.htm

50 kişinin canını TIR sürücüsü kurtardı

Rize'den Gaziantep yönüne giden şehirlerarası yolcu otobüsü, Samsun'un Kavak ilçesinde motor bölümünden çıkan yangın sonucu tamamen yandı.

Rize'den Gaziantep yönüne giden şehirlerarası yolcu otobüsü, Samsun'un Kavak ilçesinde motor bölümünden çıkan yangın sonucu tamamen yandı. Yoldan geçen bir tır sürücüsünün uyarısı üzerine fark edilen yangında ölen ya da yaralanan olmadı.

Rize'den Gaziantep yönüne giden Erşat Taşkın yönetimindeki 46 E 4946 plakalı şehirlerarası yolcu otobüsü, Çakallı yöresinde motor bölümünden çıkan alevlerin fark edilmesi üzerine yol kenarına park etti.

Sürücü Taşkın ve beraberindeki 3 personelin yardımlarıyla araçtaki 50 yolcu kısa sürede tahliye edildi.

Sürücü Erşat Taşkın, daha sonra yanan otobüsü, yolculara zarar vermemesi için yaklaşık 200 metre ileri çekti.

Kısa sürede otobüsün tamamına dağılan yangın, olay yerine sevk edilen Samsun Büyükşehir Belediyesi ve Kavak Belediyesi itfaiye ekiplerinin uzun uğraşları sonucu yaklaşık bir saatte söndürülebildi.

Ekiplerin müdahalesi öncesinde bazı yolcuların otobüsün yangın tüpleriyle yangına müdahale etmek istediği, ancak tüpleri bir türlü çalıştıramadıkları iddia edildi.

-ŞOFÖR YANAN OTOBÜSÜ 200 METRE İLERİ ALDI-
Olayın şokunu yaşayan araç sürücüsü Erşat Taşkın, aynı istikamette seyreden bir tır sürücüsünün alevleri fark etmesi sonucu otobüsün yanına yaklaşarak kendisini uyardığını söyledi. Taşkın, bunun üzerine derhal yol kenarında durduğunu ve beraberindeki üç personelle birlikte yolcuları hemen tahliye ettiğini anlattı.

Yolcuların güvenliği için aracı olay yerinden uzaklaştırdığını belirten Taşkın, itfaiye ekiplerinin müdahalesine rağmen aracın tamamen yandığını ifade etti. Olayda ölen ya da yaralanan olmamasının tek tesellileri olduğunu kaydeden Taşkın, bagajların da zarar gördüğü yangın sonrasında daha fazla mağduriyet yaşanmaması için yolcuların Samsun'dan istenen bir başka otobüsle Gaziantep'e götürüleceğini bildirdi.

"TFF Başkanlığı için 6 aday haberi"

TFF Başkanlığı için 6 aday
http://www.yurthaberler.com/tff-baskanligi-icin-6-aday-1699h.htm

TFF Başkanlığı için 6 aday

TFF'nin 29 Haziran Çarşamba günü yapılacak Seçim Genel Kurulu öncesi Mehmet Ali Aydınlar'ın dışında beş kişi daha aday...
Statünün 38. maddesinde belirtilen yeterlilik şartları ve başvuru süresine ilişkin hususlar saklı kalmak kaydıyla, genel kurulda başkan adayı olmak üzere Mehmet Ali Aydınlar, İhsan Atun, Nedim Delibaş, Gökhan Erkek, Salih Tuğsan Okyar ve Safiye Aydoğan'ın TFF Genel Sekreterliği'ne başvurduğu bildirildi.

Bu arada, adayların genel kurulda 61 üye tarafından aday gösterilmesi gerekiyor.

"Mete Düren: Fenerden iyisini yapacağız haberi"

Mete Düren: Fenerden iyisini yapacağız
http://www.yurthaberler.com/mete-duren-fenerden-iyisini-yapacagiz-1698h.htm

Mete Düren: Fener'den iyisini yapacağız

Beşiktaş Basın Sözcüsü Mete Düren, F.Bahçe'nin tesislerinden daha iyisini yapacaklarını söyled
Mete Düren, ''Fenerbahçe, Topuk Yaylası'nda bir tesis yapabilir, biz onlardan daha güzel bir tesis yaparak bu yarışın sürekli hızlanmasını ve çıtanın sürekli yükselmesini arzuluyoruz'' dedi.
Tesis yeri bakmak için Bolu Valisi İbrahim Özçimen'in daveti üzerine Bolu'ya gelen Mete Düren, Aladağ Yaylası'nda bulunan ve Abant Gölü'nün yedi katı büyüklüğünde olan Seben Taşlı Yayla Göleti bölgesinde incelemelerde bulundu.
İncelemelerin ardından Düren, Boluspor Kulübü'nü ziyaret etti.
Düren'i Bolu Valisi İbrahim Özçimen, Boluspor Kulüp Başkanı Necip Çarıkçı, ve Boluspor yönetimi karşıladı.
İnceleme yaptığı Seben Taşlı Yayla Göleti'nin bulunduğu alanın çok güzel olduğunu belirten Düren, ''Değişik yerler gördük. Gördüğümüz yerlerin her biri birbirinden güzel.
İncelememizde bölgede bir alan konusunda yoğunlaştık. O bölge hem tesisleşme hem futbol sahaları hem futbol dışı branşların yararlanabilmesi ve özellikle de Türkiye'nin popüler sporları arasında hızla yükselen golf sporu açısından çok uygun olduğunu düşündüğümüz bir bölge.
İnşallah bu projeyi hızla hayata geçirerek hem Bolu'ya hem Beşiktaş'a hem de Türk sporuna katkısı olması için hepimiz elimizden geleni yapacağız'' diye konuştu.
Yer konusunda Başkan Yıldırım Demirören ile görüştüğünü belirten Düren, Demirören'in en kısa süre içerisinde Bolu'ya gelerek yerinde görme arzusu içinde olduğunu, yönetim kurulunun da bu güzelliği yerinde görmelerini kendisinin de arzuladığını ifade etti.
Düren, şöyle konuştu:
''Bolu açısından bence bu noktada şu anda gördüğüm yerler benzerlerinden çok farklı lokalizasyondu. Çok daha cazip bir yer.
Büyük kulüpler Türkiye'nin değişik yerlerinde kamp tesisi oluşturmak için bir çaba içerisindeler. Fenerbahçe bir adım atmıştır. Bizim hedefimiz onların daha ilerisine geçmek. Dolayısıyla bizden sonra gelecek olanlara da bir örnek oluşturmak açısından bu çabayı gösteriyoruz.
Her kulüp bir diğerinden daha güzelini yaparsa Türk iyi sporu daha ilerler. Bir kulüp çok güzel stat yapabilir, onun rakibi ondan daha güzel bir stat yapmak zorunda.
Fenerbahçe, Topuk Yaylasında bir tesis yapabilir, biz onlardan daha güzel bir tesis yaparak bu yarışın sürekli hızlanmasını ve çıtanın sürekli yükselmesini arzuluyoruz.''
Genç oyuncuların kiraya verilmesi konusunda ise Düren, ''Böyle bir teklif olursa Boluspor teknik heyetinden Beşiktaş paf takımından, A2 takımından oyuncu talebi yönünde tabi ki teknik heyetimizle oturur değerlendiririz ve karar veririz. Bu konuda bundan sonra Beşiktaş ile Bolu Vilayeti ve dolayısı ile Boluspor arasında çok daha kuvvetli bir bağ oluşacağı da kesin'' dedi.
Özçimen ise Beşiktaş için ciddi bir çalışma yapıldığını belirterek, ''Onlar da bizim gördüklerimizi gördüler. Demek ki mübalağa yapmıyormuşuz. Biz bu görüşmenin daha da devam edeceğini düşünüyoruz. Kulüplerimizin kıt kaynaklarını dışarılarda harcamalarına gönlümüz razı değildi. Bunun içinde gelecek çok daha güzel olacak. Gelişmeler iyi ve olumlu yönde'' dedi.
Boluspor Kulüp Başkanı Necip Çarıkçı da amacın Bolu ekonomisinin gelişmesi olduğunu ifade ederek, ''Bu anlamda yapılacak her türlü yatırım Bolu'ya katkı sağlayacaktır. Bu proje Boluspor ve Bolu'ya çok fayda sağlayacaktır. Bu projenin hayırlı olmasını diliyorum'' dedi.

"YSK, Hatip Dicle kararında direndi haberi"

YSK, Hatip Dicle kararında direndi
http://www.yurthaberler.com/ysk,-hatip-dicle-kararinda-direndi-1697h.htm

YSK, Hatip Dicle kararında direndi

Yüksek Seçim Kurulu, Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın düzeltilmesine yönelik istemi reddetti.Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Hatip Dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın düzeltilmesine yönelik istemi reddetti.

YSK Başkanı Ali Em, YSK'dan ayrılırken karara ilişkin gazetecilere açıklama yaptı.

Anayasa ve ilgili yasaya göre Kurul kararlarının kesin olduğunu belirten Em, ''Ancak maddi hata yönünden kararı yeniden inceledik. Buna ilişkin kararımızı verdik. Bu karar YSK sitesinde ve Resmi Gazete'de yayımlanacak. İsteyen kararı sitede görebilir'' diye konuştu.

Em, sorular üzerine Dicle'nin avukatının yaptığı karar düzeltme isteminin reddine ilişkin kararın, oy birliği ile alındığını bildirdi.

Bir gazetecinin ''MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 'YSK seçim döneminde sınıfta kaldı' yönünde açıklama yaptı. Açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusu üzerine Em, seçimin hukuksal anlamda düzenli bir şekilde yapıldığını, bunun kamuoyu tarafından da görüldüğünü söyledi.

''Hatip Dicle'ye ilişkin kararın hükümetin telkinleriyle alındığı iddiaları var'' diyen bir gazeteciye de Em, ''YSK bağımsız bir kurul, kararlarını kendi üyelerinin iradesiyle verir'' karşılığını verdi.

"Sorgu sırasında hastaneye kaldırıldı haberi"

Sorgu sırasında hastaneye kaldırıldı
http://www.yurthaberler.com/sorgu-sirasinda-hastaneye-kaldirildi-1696h.htm

Sorgu sırasında hastaneye kaldırıldı


Borsada manipülasyon soruşturması kapsamında gözaltında bulunan eski futbolcu Mecnur Çolak, sorgusu sırasında rahatsızlandı.Borsada manipülasyon soruşturması kapsamında gözaltında bulunan Fenerbahçeli eski futbolcu Mecnur Çolak, sorgusu sırasında rahatsızlanarak Haseki Hastanesi'ne kaldırıldı.
AYRINTILAR GELİYO

"Bu iddia Türkiyeyi zora sokacak! haberi"

Bu iddia Türkiyeyi zora sokacak!
http://www.yurthaberler.com/bu-iddia-turkiyeyi-zora-sokacak-1694h.htm

Bu iddia Türkiye'yi zora sokacak!

Libya ordusuna bağlı Kaddafi askerlerinin Türkiye'de üretilmiş kumanyaları kullandığı iddia edildi

El Cezire televizyonu, Libya ordusuna bağlı askerlerin Türkiye'de üretilmiş kumanyaları kullandığını iddia etti. Bu iddianın doğru olması halinde, bunun BM yaptırım kararının ihlali olacağı öne sürüldü.

El Cezire'nin Libya muhabiri James Bays, ülkenin Nefusa kentinde devlet başkanı Muammer Kaddafi'ye bağlı güçlerin terk ettiği bir üste Türkiye'de üretilmiş kumanyaların ele geçirildiğini ifade etti.

Bays, El Cezire kanalından haberi vermesinin ardından Twitter hesabı üzerinden de konunun ayrıntılarını paylaştı. Bays'in kumanyaya ait olduğunu söylediği fotoğrafta ele geçirilen lavaş ekmeğin üretim tarihi Mart 2011 olarak görülüyor. Koalisyon güçlerinin Libya operasyonu 19 Mart'ta başlamış, BM Güvenlik Konseyi'nin bu ülkeye yönelik yaptırım kararı ise Şubat ayı sonunda alınmıştı. Bays'in paylaştığı bir başka fotoğrafta ise aynı firma tarafından üretilen, paketlenmiş dönerli pirinç pilavı görülüyor. El Cezire muhabiri, ürünün 2010'da imal edildiğini belirtiyor.

El Cezire'ye konuşan hukukçular, BM kararının ardından Türkiye'den Kaddafi güçlerine askeri gıda sevkiyatının yapıldığının teyit edilmesi halinde, bunun yaptırımların ihlali anlamına gelebileceğini söyledi.

23 Haziran 2011 Perşembe

"Hatip Dicle için Erdoğan formülü haberi"

Hatip Dicle için Erdoğan formülü
http://www.yurthaberler.com/hatip-dicle-icin-erdogan-formulu-1692h.htm

Hatip Dicle için Erdoğan formülü

Bülent Arınç, milletvekilliği düşürülen Hatip Dicle için yasal düzenleme sinyali verdi.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından yaşanan tartışmaları değerlendirdi. Arınç, "Bir insan şuna karar vermeli, ’ya siyaseti ya şiddeti tercih edeceğim. siyaseti tercih etmişseniz şiddetten uzak kalacaksınız" dedi.

Arınç, "Hatip Dicle’nin milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından bağımsız milletvekillerinin Meclisi boykot etmesi konuşuluyor. Ortam geriliyor, ne diyorsunuz?" sorusuna karşılık, "Beğenmediğimiz, yanlış bulduğumuz, demode olduğuna inandığımız bütün düzenlemeleri Parlamentomuzda değiştirme imkanımız var. Anayasa değişiklikleri de buna dahil" diye konuştu.

Yürürlükte bulunduğunda yazılı hukuku, işleyen mekanizmaya karşı "Seni tanımıyorum, seninle mücadele edeceğim, sokaklar savaş alanına dönecek, dağa
çıkacağız, vuracağız, kıracağız" söylemlerinin hiçbir siyasetçinin ağzına yakışmayan söylemler olduğunu belirten Arınç, şunları söyledi:

"Bir insan şuna karar vermeli, ya siyaseti ya şiddeti tercih edeceğim. Siyasete tercih etmişseniz şiddetten uzak kalacaksınız. Dünyanın hiçbir yerinde siyaset şiddet yoluyla yapılmıyor. Dolayısıyla arkadaşlarımız; milletimizin değerli oylarıyla seçilip bağımsız olarak buraya geliyorlarsa, sonunda bir grup kurarak Parlamentodaki yasama çalışmalarına katılacaklarsa şiddet dilinden uzak durmalılar. Şiddeti tercih etmemeliler, kullanmamalılar, tahrik, teşvik, bazılarının yaptığı gibi tehditler... Bütün bunlar bir siyasetçi ağzına yakışan bir partinin mensubuna yakışan eylem ve davranışlar değildir.

Hem BDP’ye parti olarak hem de bu partinin bağımsız gösterdiği adaylardan seçilen arkadaşlarımıza tavsiyemiz, hukuk içinde mücadele edelim, parlamentoda yasama çalışmalarına birlikte katılalım. Türkiye için artık demode olduğuna inandığımız veya millet vicdanına ters olduğunu düşündüğümüz uygulamaların değiştirilmesi için yasalar içerisinde faaliyet gösterelim."

ERDOĞAN NASIL SEÇİLMİŞTİ?

3 Kasım 2002 seçimi öncesinde AKP Genel Başkanı sıfatı taşıyan Başbakan Erdoğan’ın adaylık başvurusu da YSK tarafından reddedilmişti. Seçime giremeyen Erdoğan, milletvekili de olamamıştı. Daha sonra yapılan ve CHP’nin de destek verdiği yasal değişikliklerle Erdoğan’a vekillik yolu açılmıştı.

YSK, 3 Kasım 2002 seçimlerinde Siirt’in Pervari ilçesinde 3 sandık kurulunun oluşturulmamasını ve 1 sandığın da kırılmasını gerekçe göstererek bu kentteki seçimleri iptal etti. Karar, başbakanlık için çeşitli formüller üstünde çalışan AKP ve Erdoğan’ı rahatlattı. Seçimlerin tekrar edil

"AK Partiden BDPye çağrı haberi"

AK Partiden BDPye çağrı
http://www.yurthaberler.com/ak-partiden-bdpye-cagri--1691h.htm

AK Parti'den BDP'ye çağrı

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ bağımsız vekillere Meclis çalışmalarına katılmaya davet etti.

K Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ YSK kararına ilişkin açıklama yaptı. Konuşmasından satırbaşları

Kimi parti sözcüleri ya da medya mensupları tarafından ortaya atılanlar partimize yönelik haksız ithamlardır. YSK AK Parti'ye yada yürütmeye bağlı değildir. Üyelerini hükümet atamamaktadır. YSK kararlarını AK Parti ya da hükümetle ilişkilendirmek büyük bir yanlıştır.

Hatip Dicle kararının Sayın Başbakan'ımızın kararıyla alakası yoktur. AK Parti'nin bir itirazı vardır. O da Hatip Dicle'nin kararı kesinleşmeden mazbata verilmesine itiraz etmişizdir. AK Parti'nin hukuk zemininde hakkını araması doğal bir hakkıdır. YSK'nın kararı AK Parti'nin itirazıyla alakası yoktur.

BDP bir dizi yanlış yapmıştır. Hala de devam etmektedir. Hatip Dicle hakkındaki mahkumiyet kararı 22 Mart 2011'de kesinleşmiştir. Aday listeleri 11 Nisan'da teslim etmiştir. Ve bu kararın tebliği de yapılmıştır. Bu karar milletvekili olmaya engel bir karardır. Bunu hem kamuoyu hem Hatip Dicle hem BDP biliyor.

Yanlışın ikincisi ise anayasa ve yasaları eleştirebiliriz. Yasalarda beğenmediğimiz pek çok husus olabilir. Ama demokratik bir ülkede bunları eleştirmek demokrasinin ve hukukun sınırları içerisinde olmalıdır. Tehditle şiddetle, kaos çağrısı yaparak bu yapılamaz.

Bu yasaların değiştirilmesi için en uygun zemin parlamento olmuştur. 2002’den 2011’e geldiğimiz o günden bugüne demokrasinin alanı oldukça genişlemiştir. Biz bütün partileri milletvekillerini milletimizin her bir ferdini önemsiyoruz.

BDP’nin desteklediği bağımsızlara Meclis çalışmalarına katılmalarını tavsiye ediyoruz. BDP’nin yaptığı en büyük yanlışlardan biri de her sıkıntıda tehdit yoluna gitmeleridir.

12 Haziran seçimlerinden sonra önümüzde fırsatlar durmaktadır. Özellikle yeni anayasa fırsatı beklentileri arttırmıştır. Meclis’in tanınmaması yeni dönemin ruhuna uygun düşmemektedir.

Hatip Dicle ile ilgili karar 22 Mart’ta kesinleşiyor ancak 11 Nisan’da adaylık yapıyor. Açık bir adaylık engeli var. Ve bunu herkes biliyor. Bu engele rağmen adaylık başvurusu yapıyor.

Sayın Haberal ve diğer kişilerle ilgili mahkeme kararını biz de duyduk ama incelemeye zaman bulamadık. İncelemeden sonra açıklama yaparız.

"Engin Alan tahliye olacak mı? haberi"

Engin Alan tahliye olacak mı?
http://www.yurthaberler.com/engin-alan-tahliye-olacak-mi-1690h.htm

Engin Alan tahliye olacak mı?

Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tahliye taleplerinin reddedilmesinin ardından gözler Balyoz Davası sanığı Korgeneral Engin Alan'a çevrildi.

Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın tahliye taleplerinin reddedilmesinin ardından gözler Balyoz Davası sanığı Korgeneral Engin Alan'a çevrildi.

Mustafa Balbay ve Prof. Dr. Mehmet Haberal'ın tahliye taleplerinin reddine ilişkin kararın çıkmasının ardından gözler Balyoz Davası sanığı ve MHP milletvekili emekli Korgeneral Engin Alan'a çevrildi. Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş da, ''Balyoz Planı'' davası kapsamında tutuklu yargılanan Korgeneral Alan'ın tahliye talebini reddetmişti. Alan için henüz karar çıkmadı.

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Savaş Kırbaş'ın, emekli Alan'ın tahliye isteminin reddini, Anayasa'nın 14. maddesine atıf yapan 83. maddesi kapsamında talep ettiği öğrenildi.

Kırbaş, mahkemeye sunduğu mütalaasında gerekçe olarak, ''Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasa'nın 14. maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Ancak bu halde yetkili makam, durumu hemen ve doğrudan doğruya Türkiye Büyük Millet Meclisine bildirmek zorundadır'' hükmünü içeren Anayasa'nın 83. maddesinin 2. fıkrasına yer verdi.

ENGİN ALAN'IN AVUKATI NACAK

Beşiktaş'taki İstanbul Adliyesi'nde tahliye talebinin sonucunu bekleyen ve mahkeme heyetinin ayrılmasından sonra adliyeden ayrılan Alan'ın avukatı Ayhan Nacak, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Mahkemenin tahliye talepleriyle ilgili kararını bugün vermediğini, kararın bugün ya da cuma günü çıkabileceğini aktaran Nacak, gazetecilerin, ''Siz talebinizde Sebahat Tuncel'in kararını emsal olarak göstermiş miydiniz?'' sorusuna, ''Hayır, ben emsal olarak göstermedim onu'' yanıtını verdi.

Tahliye talepli dilekçesinde başka kararları da emsal olarak göstermediğini anlatan Nacak, ''Daha önceki kararlar var. Mesela Osman Bölükbaşı'nın da bu konuda hapis kararı vardı. Mahkeme doğrudan doğruya hapislik kararını kaldırarak Meclise gönderdi'' ifadesini kullandı.

Nacak, emsal kararları, müvekkili Alan'ın direktifi doğrultusunda değil, kendi inisiyatifleriyle göstermediklerini dile getirdi.

"HALKIN İRADESİYLE SEÇİLDİLER"

''Mahkemeden beklentiniz nedir?'' sorusuna karşılık da Nacak, ''Halkın iradesiyle seçilmiş bir kişi veya kişiler var. Mahkemeler halkın iradesine uygun karar veren makamlardır. Millet adına karar verirler. Eğer millet, tutuklu olduğunu bile bile bunları Meclise göndermeyi arzu ettiyse bunlara uymak bence zorunluluktur'' diye konuştu.

"Pamukoğlu Paşa HEPARı kapattı haberi"

Pamukoğlu Paşa HEPARı kapattı
http://www.yurthaberler.com/pamukoglu-pasa-hepari-kapatti-1689h.htm

Pamukoğlu Paşa HEPAR'ı kapattı

HEPAR Genel Başkanı emekli paşa Osman Pamukoğlu partisini kapatma kararı aldı.

HEPAR Lideri Pamukoğlu "Partiyi kapatıyorum. 10 Temmuz 2011 tarihinde yapılacak olan “Olağanüstü Kurultay”la da yasal işlem sonuçlandırılacaktır" dedi.

HEPAR Genel Başkanı emekli paşa Osman Pamukoğlu partisini kapatma kararı aldı: Partiyi açmak kadar, kapatmakta bir stratejik karardır. Partiyi kapatıyorum. 10 Temmuz 2011 tarihinde yapılacak olan “Olağanüstü Kurultay”la da yasal işlem sonuçlandırılacaktır.

İşte Osman Pamukoğlu'nun örgütlerine gönderdiği açıklama;

Adını, bu memlekette hiçbir zaman kıymeti olmayan “Hak” ve “Eşitlik” sözcüklerinden alan Hak ve Eşitlik Partisi, 2007 genel seçimlerinden bir yıl sonra, ülkenin hal ve gidişatı parlak görülmediğinden, yaptığım bir çağrı (manifesto) üzerine 36 günde kurularak siyaset alanına çıkmıştır.
Büyük çoğunluğu daha önce hiç siyaset yapmamış ve bugüne dek yapılan siyasetten nefret etmiş genç insanlardan oluşan parti; finansı tamamen üye aidat ve bağışlarıyla karşılanmasına rağmen, 60 il, 500 ilçede bu işi bilenleri şaşırtacak hızda örgütlenmesini bitirmiştir.

Bu süreçte parti meslekten siyaset bezirganları ve mostra insanların da uğrak yeri olmuş, çok sayıda sarı çizmeli de haydan geldikleri için, huylarıyla ya kaçmışlar, ya da fırıldakhanelerine gönderilmişlerdir.

12 Haziran 2011 Milletvekili genel seçimlerinden önce Türkiye’de resmen kurulu 64 siyasi parti mevcut olmasına karşın, bunlardan 22’si genel seçimlere girmeye çalışmış ancak 15 tanesi yasal olarak bu hakka sahip olabilmişlerdir.

Hak ve Eşitlik Partisi söz konusu 15 parti içerisinde yer alarak, birleşik oy pusulasında 8nci sırada seçimlere katılmış ve genel oy değerlendirmesinde 9ncu sırada kalmıştır.

Klasik bir siyasetçi gözü ile bakıldığında görünen şudur:

Hak ve Eşitlik Partisi seçime giren siyasi partiler arasında; gerçekten en yeni, en genç insanların olduğu, siyasi hiçbir tecrübeleri olmayanların bulunduğu, içerden ve dışarıdan asla para yardımı almayan, en çok kadın milletvekili adayı olan ve 85 seçim bölgesinin 57’sinde seçime girmesine rağmen 20, 30, 40 yıllık partilerden çok daha fazla oy almıştır.

Biz, düzen partilerinden biri olsaydık, bu sonucu masal ve öykülerle ballandırarak her yerde söylemlere çevirirdik…. Hayır!.. Biz, kabak karpuza şükrederek hayat sürecek ne huya nede alışkanlığa sahibiz…

İki yılı aşkın zamanda ve özelliklede seçim öncesi son iki ayda, bizi görünce ağlayan, sızlayan, şikayet eden, dizlerini döven, ellerimize sarılan, yağmalarcasına partinin rozetlerine, anahtarlıklarına, şapkalarına sarılanlar, tarım battı, esnaf battı, işçi battı, emekli çöktü, ülke bölünüyor aman mani olun diyenlerin kararları sandıktan Alaaddin’in sihirli lambasından cin gibi çıktı… Cini içeri sokmayı sağlayan sihirli sözcüğü bulamazlarsa ne mi olur?.. Onların yazgısı olacaktır.

Öyle olsaydı, böyle olsaydı, şunlar şöyleydi, bunlar böyleydi, diyerek şikayet ve hayıflanmanın ne anlamı ne de gereği yok. Şikayet ve mazeret zayıf insanların silahıdır.
Yanlış bir şeyi milyonlarca insan söylese de, o yine yanlıştır. Türkiye’de bundan sonra epey bir süre sus pus dönemi başlayacaktır.

HEPAR’ın siyasal ve toplumsal mesajı sağlam ve köklüdür.

Seçenek olarak tabanda siyasal koşul ve şartlar beklenmelidir.

Parti doğruyu ve gerçeği anlatarak, toplumun bir kesiminde öncülük yapmış ve bilinç de yaratmıştır.

Büyük fedakarlıklarla yaşamını sürdüren, bağımsız bir halk örgütlenmesi olan partiyi şu “kör zamanda” ve ağır şartlarda, siyaset alanında tutmak gücü yıpratmaktan öte bir işe yaramayacaktır. Aslanı kediye boğdurtmam.

Hatları geri çekip, tepelerden boşalttığımız alanı izlemeye devam edeceğiz. Geleceği insanlar değil, olaylar ve koşullar tayin eder; özenle gözlemleyeceğiz. Hak ve Eşitlik Partisi’nin her il ve ilçede en azimli, en inançlı ve en iddialı yapısı gençlik örgütündedir. “Başı dik devlet, onurlu millet” ilkesi onların yüreklerinde yer etmiştir. Gençlik örgütte değil, ruhda yaşar…

Partiyi açmak kadar, kapatmakta bir stratejik karardır. Partiyi kapatıyorum. 10 Temmuz 2011 tarihinde yapılacak olan “Olağanüstü Kurultay”la da yasal işlem sonuçlandırılacaktır.

"AKPden BDPnin kararına sert tepki haberi"

AKPden BDPnin kararına sert tepki
http://www.yurthaberler.com/akpden-bdpnin-kararina-sert-tepki-1688h.htm

AKP'den BDP'nin kararına sert tepki

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu BDP'lilerin Meclis'e girmeme kararını değerlendirdi.

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu BDP'lilerin Meclis'e girmeme kararını değerlendirerek "sonuçları ağır olabilir" dedi.

BDP'lilerin kararının ağır bir karar olduğunu belirten Enserioğlu sonuçlarının da ağır olabileceğini söyledi. Ensarioğlu, şöyle konuştu:

"Sonuçların büyük sorumlulukları olabilir. Bunu ne kadar kaldırabilecek durumdalar, bilemiyorum. Evet haksızlık var. Buna karşı bir yöntem geliştirmek olağan ama kararın ardında çok daha büyük toplumsal hadiselere sebebiyet verecekseniz, bu sorumlulukları düşünmek zorundasınız. Evet Ahmet Türk'ün de dediği gibi bu kararı verenler kaos yaratmaya çalışıyor dedikten sonra, bunların amacı buysa, bu amaca hizmet etmek mi gerekir, bunu bozmak mı gerekir?

"CHP olağanüstü toplanıyor haberi"

CHP olağanüstü toplanıyor
http://www.yurthaberler.com/chp-olaganustu-toplaniyor--1687h.htm

CHP olağanüstü toplanıyor

Mahkemenin Haberal ve Balbay'ın tahliye talebini reddetmesi üzerine CHP durum değerlendirmesi için olağanüstü toplanıyor.

Mahkemenin Haberal ve Balbay'ın tahliye talebini reddetmesi üzerine CHP durum değerlendirmesi için olağanüstü toplanma kararı aldı.

SÜRECEK...

"Haberal ve Balbayın tahliyeleri reddedildi haberi"

Haberal ve Balbayın tahliyeleri reddedildi
http://www.yurthaberler.com/haberal-ve-balbayin-tahliyeleri-reddedildi-1686h.htm

Haberal ve Balbay'ın tahliyeleri reddedildi

Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ın tahliye talepleri reddedildi.

CHP'den vekil seçilen Ergenekon davası sanıkları Mehmet Haberal ile Mustafa Balbay'ın tahliye talepleri reddedildi. İkiye bir oy çokluğuyla tahliye talepleri reddedildi.

Balbay ve Haberal'ın anayasal düzeni yıkmak suçundan yargılanmaları gerekçeli kararına dayandırılarak tahliye talepleri reddedildi.

Ayrıntılar geliyor...

"Çiller, Yılmaz ve Demirel ifade verecek haberi"

Çiller, Yılmaz ve Demirel ifade verecek
http://www.yurthaberler.com/ciller,-yilmaz-ve-demirel-ifade-verecek-1685h.htm

Çiller, Yılmaz ve Demirel ifade verecek

Ankara Özel Yetkili Başsavcı Vekilliği tarafından yürütülen “faili meçhul cinayetler” soruşturması kapsamında dönemin MGK üyeleri ifadeye çağrılacak.

Soruşturma kapsamında üyelere faili meçhul cinayetler ve kontrgerilla sorulacak. Faili meçhul cinayetlerle ilgili önemli itiraflarda bulunan Özel Harekat eski polisi Ayhan Çarkın’ın ifadeleri doğrultusunda dönemin MG Küyeleri mercek altına alınıyor.

Soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Hakan Yüksel, Çarkın’ın, “Avukat Yusuf Ekinci’nin öldürülmesinde MGK kararları etkili olmuştur. Dört önemli cinayet Korkut Eken ve Özel Harekat Daire Başkan vekili İbrahim Şahin’in bilgisi dâhilinde işlenmiştir” ifadesi doğrultusunda harekete geçti.

NELER SORULACAK?

Bu kapsamda dönemin MGKüyeleri olan Başbakan Tansu Çiller ve Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel dışında kalan üyelerin ifadesine başvurulacak.Dönemin cumhurbaşkanı ve başbakanların Meclis kararıyla yargılanabildiği gerekçesiyle ancak dönemin diğer MGK üyelerine, failimeçhul cinayetler konusunda talimatlarının olup olmadığı sorulacak.MGK üyelerine, “Failimeçhullerle ilgili devlet olarak hangi adımların atıldığı ve başta Mehmet Ağar olmak üzere failimeçhullerle ilgili adı geçenlerin görevi ihmal edip etmediği” sorulacak. “Susurluk’’ davası hükümlüsü Çarkın’ın medyada gündeme gelen açıklamalarıyla ilgili, aralarında eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, eski başbakanlar Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller, CHPMilletvekili Deniz Baykal ve iki eski Genelkurmay başkanının da olduğu, dönemin Milli Güvenlik Kurulu (MGK) başkanı ve üyesi 35 kişi hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştu.

BAYKAL DA İFADE VERECEK

Dilekçede, ismi belirtilen 35 kişi ve tespit edilecek başka kişilere ilişkin suç duyurusunun Çarkın’ınaçıklamalarıyla ilgili savcılıkça yürütülen soruşturma kapsamına alınması ve MGK Genel Sekreterliği’ne yazı yazılarak toplantı tutanakları ile o tarihte yürürlükte olan milli güvenlik siyaset belgelerinin istenmesine karar verilmesi talep edilmişti. Savcılık bu adımla suç duyurusundaki talepleri de karşılamış olacak. Baykal gibi dikkat çeken isimlerin bilgisine başvurularak ifadeleri tek tek alıncak.

İşte o isimler

Süleyman Demirel, Ahmet Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Mustafa Kalemli, Sebahattin Çakmakoğlu, İsmet Sezgin, Beydullah Mehmet Gazioğlu, Nahit Menteşe, Teoman Ünüsan, Ülkü Gökalp Güney, Mehmet Ağar, Meral Akşener, İ. Sefa Giray, Hikmet Çetin, Mümtaz Soysal, Murat Karayalçın, A. coşkun Kırca, Deniz Baykal, Emre Gönensay, Turhan Tayan, M. Oltan Sungurlu, Vefa Tanır, Mehmet Gölhan, Nevzat Ayaz, Doğan Güreş, İ.Hakkı Karadayı, Muhittin Fisunoğlu, Hikmet Bayar, Hikmet Köksal, İrfan Tınaz, Vural Beyazıt, Ahmet Çörekçi, Halis Burhan, Aydın İlter, Teoman Koman.

Suç duyurusundaki ifadeler


Ayhan Çarkın’ın ifadelerinin ardından avukat Taylan Tanay’ın failimeçhul yakınları için yaptığı suç duyurusunda dikkat çeken isimler yer almıştı. Tanay metninde şu satırlara yer vermişti: “Ayhan Çarkın bu soruşturma kapsamında verdiği beyanlarda işledikleri cinayetlerin MGK tarafından bilindiğini duyduğunu belirtmiştir. Yine bu soruşturma kapsamında hakkında suç duyurusunda bulunduğumuz şüpheli Mehmet Ağar da bugün savcılığınız tarafından sürdürülen ve suç olarak belirtilen olayları bin operasyon olarak değerlendirmiş ve bunların kararının MGK’da alındığını kamuoyuna açıklamıştır. Anayasa’nın 118. maddesi uyarınca MGK’ya ilgili bakan ve kişilerin de çağrılıp dinlenebileceğine ilişkin düzenleme karşısında, suça konu tarihte MGK’ya katılan diğer şüphelilerin de isimlerinin tespit edilerek haklarında soruşturma sürdürülmesi gerekmektedir.” Tanay,MGK eski Bakanı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile MGK üyeleri eski başbakanlar Mesut Yılmaz ve Tansu Çiller ile CHP Milletvekili Deniz Baykal’ın da aralarında bulunduğu 35 kişinin “şüpheli’’ olarak yer aldığı dilekçeyi İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı’na vererek suç duyurusunda bulunmuştu.

Bugün